Hangi makamda çalsın seni,
Babadan kalma udumun telleri,
Söyle kimlere diyeyim adını,
Kimler söylesin şarkını,
Hangi makamda saklayayım seni,
İçmeden aşkın acısını,
Nasıl anlatayım gözlerini,

Bir nihavent mucizesin,
Dilime dolanan nağmemde,
Sen Leyla’dan yücesin,
Garip kalan gönlümde,
Hangi hicazkâr anlatır ki seni,
Söyle bende bileyim,
Uzat ellerini ellerime,
Bir saba nağmede geleyim.

Hangi makamda anlatsın seni,
Udumun hüzünkar sesi,
Rast makamında bırak kendini,
Ruhun huzura bulansın,
Saçlarını okşarken nasırlı ellerim,
Gözlerinden hüznünü çalsın,
Senden başkasına kör gözlerim.

Hangi makamda üfleyeyim ruhuna,
Mavi gökyüzünden çalınmış huzuru,
Uşşak makamından çıkarayım aydınlığa,
Karanlıklardan kurtarayım ruhunu,
Sana aydınlıklar vereyim öpüşlerimle,
Cemre düşsün toprağına sıcacık,
Ruhumu sar diye düşlerde,

Hangi hicaz ezer ruhunu,
Dünya senin etrafından dönmüyor,
Anlatır sana hayat,
Her beden de aşk barınmıyor,
Büyüklük Allaha mahsus gülüm,
Kimse bu dünyada değil baki,
Ah bir bilsem canım makamını,
Dillerden düşürmeyeceğim seni,

Hangi makamda anlatsam sevdamı,
Hicaz mı, uşşak mı, rast mı?
Seni anlatacak kelimeyi nerden bulmalı?
Edirne’de, karsta, ağrıda mı?
Bir buselik makamda öpsen beni,
Heyecanımı nasıl kâğıda dökmeli,
Hüseyniler mi iyi gelir sana,
Rehavilerde mi daha çok seversin beni,
Acemaşiran bir nağmede mi aramalı hayalini,
Kaç dilde söylemeli seni sevdiğimi,
Ah bilemedim, bulmadım bir türlü,
Hangi makam getirir bana seni,
Ben seni her makamda sevdim sevgili.