İşte böyle başlamıştı
seninle yolculugumuz
bu mekanda,
bir gövdenin iki
dalı gibiydik
ama küskün
amasuskun
ama hüzünlü,
olurmuydu baharda
sürgün vermemek
ama biz öyleydik
ve öyleydi asi sevdamız
sıcak aşkımız.
Öylece susuverdi dilimiz
aynı inatla
gözlerimiz konuştu,
gözlerimiz anlaştı
ve gözlerimiz agladı
sevdamızın ardından
kimi gizli,kimi açık..
Yüreklerimiz kardeş,dost
ve belkide daha ileri
sımsıcak bir sevgiyle
kenetlenmiş baglanmıştı
kopmazcasına,
adeta söz vermişlerdi
biz ayrılsakta
ayrılmayacagız diye,
bir acın bin acım,bir sevincin
bin sevincim olur,
bir damla göz yaşın
gözlerimde hasret
pınarı olurdu.
Ve işte böyle sevdim seni ....!
ümitsiz ümidim uzak sevdam,
acım özlemim göz
yaşlarımdın sen benim,
ve sen benim herşeyimdin
bir bütünün parçası gibi
sende benim bir parçam
gibiydin,
sana aşık,sana sevdalı
sana tutkun
baglıydım...!
işte böyle bir mekanda
böyle gizlice
için için yanarak
sevmiştim seni,
bilmem yıkılmış dünyamın
kırıntıları arasında
alev alev sana olan
sevdamın izlerini
görebilmiş miydin?
bilmem yalnız benmi sevmiştim
seni böyle karşılıksız
deli gibi,
oda beni sevdimiydi diye
düşler dururdum her gece,
sahi sende beni
sevmişmiydin..!
yoksa bir hayal
dünyasında gezinen
yorgun ve yalnız
palyaço muydum,
işte böyle sevgilim...!
seninle,seninde
tahmin edemiyecegin
bir sevgiyle bütünleştim
işte...!
yolun sonuna geliyoruz
bir süre,
işte böyle güldük
agladık bu mekanda,
bu yola zorunlu girmiş
iki tren gibi
bir süre aynı yolu paylaştık
seninle yan,yana,
derken ayrılacak seninle
bir kavşak ayrımında
hiç birşey olmamış gibi
aglamak yok desekte
elveda diyen sevdalılar
gibi ayrılacagız
gözlerimiz dolu dolu,
işte o gün barışık
ayrılacagız seninle..!
Dayanabilirsek göz göze gelmeye....


11/05/1988/DRAGOS Metin GÜRSOY