Demokrasi Neylesin…
Demokrasi hoş amma, baştan başlayıp balık,
Yarıya dek koktuysa demokrasi neylesin… Yalan-dolana kanıp şuursuz kalabalık, Şerre ışık yaktıysa demokrasi neylesin… Mühürlenmiş bir sandık, bir pusula, bir mühür, Neye yarar değilse, mühür basan eller hür. Partizanlık denilen panzehirsiz bir zehir, Aklı kalpten söktüyse demokrasi neylesin… Kamusal güç hükmeder avantanın yönüne, Kimi mala-mülke aç, kimi şöhrete-üne. Haksız çıkar umanlar hakikatin önüne, Siyah perde çektiyse demokrasi neylesin… Kelime oyunuyla bir doğru çıkar bine, Göze batsa da eğri, zerre görünmez yine. Yazar-çizer takımı vatandaşın kalbine, Fitne-fesat soktuysa demokrasi neylesin… Siyasetçi kurt gibi, yurttaş uysal bir koyun, Bin bir türlü hileyle rengi değişir oyun. Allah’tan korkmayanlar seçimlere bir oyun, Mantığıyla baktıysa demokrasi neylesin… Öyle inat bir kir ki, gelmez suya-sabuna, Denizler bile yetmez deterjan olsa buna. Seçmen üç-beş kuruşa, ya da bir çuval una, El açıp, bel büktüyse demokrasi neylesin… Ne kadar çok olsa da nefsine kapılanlar, Az sayılmaz yine de hakikati bilenler. Lakin bin bir ümitle kollanıp-seçilenler, Üst üste kof çıktıysa demokrasi neylesin… Sarmışsa yürekleri nefsin ihtiras ağı, İnmez dilden yüreğe dinin hükmü-yasağı. Entrika ikliminde yeşeren “seçim” bağı, “Ham meyveler” döktüyse demokrasi neylesin… Veli BOSTANCI |