YOLCU
Mazinin üstü kapalı endişeli yolcusu
Sen de mi suratını asıyorsun? “Git” demedim ki sana, Neden gidiyorsun? Mazinin kırgın, bir o kadar deli yolcusu Hangi yollar bizi buluşturur sen de bilmiyorsun Belki küçük bir oyuncak, Ya da belki şirin bir gülümseme… Ya da tenha yollarda oluşan korkulardan herhangi biri; Hangi yollar bizi bir araya getirir bir daha, Bilmiyoruz. Mazinin en neşeli yolcusu “Üzülme” diyemedim, Diyemem. Sonuç değişmez, Üzülürsün. Üzülürüz, ikimiz de biliyoruz. Ben artık büyüdüm Masallar yok, Gülmek yok, Ağlamak yok, Güçlü olabilmek adına; Her şeyi yutup yürümek var. Mazinin uslu yolcusu, Beni de götürür müsün? Hiç sesimi çıkarmam, Sen benim çocuk yanımsın, Çoksun, Aza kanmadan seninle geleyim, Sesimi çıkarmam, Çocukluğumsun. Mazinin gözyaşı dolu yolcusu Otobüs kalktı artık gidiyorsun Tek başına göğüsleyebilmek için hayatı, Yaşamdaki güzelliklerden beni de caydırıyorsun. Seni unutmama izin verme, En güzel zamanlarımın nurusun. Seni özlememe izin ver, Yorulduğumda hatırlayabileceğim anılarımız olsun. Mazinin düş dolu yolcusu El sallamama izin ver, Bak şimdi bana. Gözyaşlarım var, Bak şimdi bana… Duyma demedim ki sana, Neden kayıtsız kalıyorsun? Her şey yasak, Buraya kadardı yaşanan oyunlar Şimdi artık her şey yasak… Mazinin ben dolu, Ben gibi kokan; Çocukluk tortusu… Artık gittin, Bir daha gelmezsin biliyorum. İçimde de öldürdüm seni, Kırıldım, Kırdım; Böyle büyüttün beni. Teşekkür mü istiyorsun? Bilyelerimin güzelliği kadar, İp atlamalarımın sevinci kadar, Küsüp barışmalarım kadar, Salıncaktaki kurgularımın şenliği kadar uzak kaldın bana. Ben artık ‘sen’ değilim, Terk edilmiş çocukluğumun, Vefa borcusun… Dilara AKSOY |