TuTsAğInIM İsTaNbuL
anlatırlardı seni dostlarım
anlatmakla bitmezdi içimde büyüyen özlemin... hep seni dinlerdim... dinlerde, usul usul hayallere dalardım... düşlerdim seni... o koskoca limanda bir gemi olmayı... en derin maviliklerinde yelken acmayı.... yaşayamadım seni İstanbuL, o mücadele yüklü telaş yüklü kaldırımlarını dolaşamadım... her anında bir coşku her anın biraz çocuksu... ah....İstanbuL.... en kimsesiz saatlerde bile kimselerin varmış seni o saatlerde bile yaşayan köprü altlarına sığınan kimsesiz, üşüyen yüreği buruk çocukların içli içli ağlarmış... ah...İstanbuL... ne sultanlar geçti senin mısralarından.... bir ben gecemedim meltem yüklü sahilinin ordan.... sürgünün oldum İstanbuL,kilometrelerce ötelerinden... sadece elimde kalan; seni dost ağızlardan dinlemeye koyulmam... her yazılan yazıda her şiirin mıralarında seni buluyor olmam.... okuyorum, seni anlatan ne varsa.... okuyorum.... tarih kitaplarında... tebrik kartalarında... gördüğüm her geçmişin hatıralarında... seni okuyorum,kalbimin kenti İstanbuL.... AYASOFYA CAMİİ’nin taş duvarlarında... SULTAN AHMET’ten yükselen yakarışlarda... seni senle paylaşan yüreklerde buldum İstanbuL... cok isterdim balıkcıların orda sandal gezisini... bende demir atmak isterdim KIZKULESİ’nin oraya.... BATAN SARAY’ında bir elçi olmak da vardı ya.... ah....İstanbuL....ah.... içimde hasretin büyür gün geçtikçe.... seni sende yaşamak ister bu yürek... o serinliğini o derinliğini o güzelliğini hissedebilmek.... ama hep hasretinde, özlemindeyim....sana aşığım İstanbuL... sana olan bu koca sevdam o MaSmAvİ yüreğine sığar mı sence? ah... İstanbuL... ah.... tutsağın oldum tutuklu kaldı bu yürek sende, bu gönül seni ararda durur; nerdesin nerde? Tuba Demir |
görüpte istanbula sevdalanmamak mümkün değil.
saygılar sunarım.