Sokaklar suskun, ağaçlar mahzun, geceler çok uzun!Sanki yılgın Bir savaşçı gibiyim Elbet susacaktır hicranın Lahzasında titreyen bu kalbim Kime ne söylerim, ancak Kendi fakirliğime avdet ederek, Ruhumun sahibine iltica ederim Nefes nefese umutları beklerim, Açık denizlere nazar ederim, Sanki kuşlar gibi figan ederim Şimdi Sokaklar Bomboş ve kim sarhoş Sakinin elinden bade içen mi, ? Yoksa kalbin nidasında Nefeslenmeyen ben mi? Neler hikâye edilmişti, idrakim Ve izanım için ibret içinde Serpilmişti, peki neler değişti Keyfiyetim ve nefsi arzularım Dimdik ayakta nöbetçiydi, Aklımın ihtiyaçları hakikat miydi? Kaldırımlar Uykuya çekilmiş sanki Birbirine girmiş parke Taşları soğuk bir serencamın Kollarında naçarlardı Peki, altında can çekişen nefesler Umuda nasıl bakarlardı Ve kimden hakkını arayacaklardı Zavallı köpekler yine Çöp koyteynerlerine bakıyor, Bir umut içinde aranıyorlardı, ne ayazdı Sokağa Bırakılmış Nice sabiler aklıma geldi Neden nesiller bu ahval üzere Nefeslerini ve iradelerini Hiçe saymışlardı, acıydı Evet, illa ki bekleyen Bir hesap vardı, lakin akıl Ve izan sarhoş olmuşsa ne kadar ardı Neden zafiyetler bu kadar Pikleşerek can ve canan adına Serserilikler şimdiden ayaklandı Hasret çektiğim Bir edep kalpte anlamlaşandı Şayet ruhun ve yüreğin Didarından sudur eden aşk, Nefesin zaviyesinde uzaksa acıydı Şimdi serkeşlik Neden insanların serdettiği fiildi, Halin lahzasında esinleşen aşk neredeydi Demek ki tefekkür ve tezekkür Mukallitliğin kavlinde hasredilen Bir ahvaldi, kimlere yaradı Mustafa Cilasun |