Titredi İçim
Kurşuni dağların engin başında,
Ürperdim soğuktan, titredi içim, Çok uzaktan yanık, ezan kulağa, Gelince sarsıldı, titredi içim… Ne kadar güzellik varsa karşımda, Bir bir hepsi çıktı, bu dağ başında, Hele nazlı nazlı, dalgalanıp ta, Ay-yıldız görünce, titredi içim… En yüksekten baktım düz ovalara, Kartallar dönerken, zor yuvalara, Üstünde ot biten, mor kayalara, Baktım da görünce titredi içim… Uzakta bir sürü, yayılıyordu, Manzarayı gören bayılıyordu, Çoban yangınlara kor üflüyordu Kavalı dinlerken, titredi içim… Yürürken çekirge birden zıpladı Süzüldü otlardan bir yılan aktı Çevirip başını yüzüme baktı Çatal dillerinden, titredi içim… Yeşil bir renk örtmüş bütün ovayı, Buzdan su üşütmüş, yaşlı pınarı, Omuzuna vurmuş, iki kovayı, Bir güzel gördüm de titredi içim… Haykırdım sesimi, duyacak kimler, Karşıdan sedalar verdi ekinler, Bu sene kuraklık hâkim dediler, Yeşili sararttım, titredi içim… Gözler bu güzelliklerle vuruldu, Zannetme çok gezdim dizler yoruldu, Hafiften yel esti, tozlar savruldu, Gözüme kaçtı da titredi içim… Boşa yaşamayın, görmeden dağı, Kekikler hoş kokar, dalı, yaprağı, Eline al kokla, kokla toprağı, Toprakta can buldum, titredi içim… 04.08.2007 Necati ŞİMŞEK Ankara |