YÜREĞİ O KARLI DAĞLARDA KALDI
Şimdi seninle beraber o karlı dağlarda olmalıydık.
Uzanıp karların üstüne; Şiirler okumalıydık , bembeyaz dünyaya. Oturup yanan kocaman alevlerin önünde, Gönül sofrasına oturup, dostluğa kadeh kaldırmalıyız. İçimizde ki yürek yangınını bölüşmeliydik. Şimdi seninle o karlı dağlarda olmalıydık. Türküler söylemeliydik, esen yellere. Acıyı,gurbeti, ayrılığı,unutup. Hasretin bizi nasıl yaktığını görmeden. Karların eridiğinde çekip gitmeliydik. Issız dağlarda bağrını döven bir ırmak gibi, Topunu kaybeden çocuk gibi doyasıya ağlamalıydık. Sen gülünce ne güzel gülümserdi beyaz güller. Nasıl da sevinçle gelirdi dağlara bahar. Dallarda tomurcuklar , kuşlar,sular çağlar. Gülüşün bir başka adıydı karlı yamaçların Savrulmuş ömrümün her yaprağında bir şiir sarardı. Şimdi yoksun, rüzgarlar seni çağırır, türküler seni söyler. Yıldızların ışık olup aktığı gecelerde. Yağmur silmeye kalksada ayak izlerini. Ayaz tekrar çizer resmini, Gözlerinin değdiği her yeri alaz alaz yakarken. Ne toprağın suya özleminde görülür. Ne de yelkenin rüzgarın kucaklayışında. Bu nasıl yakma bu nasıl eriyip akma. Bütün bunları unutup seninle , Şimdi yüreğin ,üreğimde o karlı dağlarda olmalıydık.... 03 .12 .2010 |