ASLANLIKTAN ÇIKAN ASLAN *
Savaşlardan galip çıkmış, yorgun argın bir aslan
Dinlenip güç toplamaya, arıyormuş bir alan. Şöyle durup da dinlense, gelecekmiş dermânı; Biraz baksa boğazına, geçecekmiş fermânı. Ormanın hoş bir yerinde, çevresine bakınmış Gözü ağaca gizlenen, bir tilkiye takılmış. Aslan bilir bilmesine, tilkide oyun çoktur; Ama selâm verip bekler, uğraşa gücü yoktur. Tilki çakar vaziyeti, çıkar öne arkadan Ve aleykum selâmında, eser yoktur korkudan. Zarar görmeyeceğinden, kendinden emin tilki, Aslında ne hinoğluhindir; “Sayın aslan belli ki Dinlenmeye muhtaçsınız, başınızı dayayın! Nasılsa ben nöbetteyim! Siz rahatça uyuyun!” “Ne yapabilir ki?” diyerek, teklifi kabul etmiş; Yere kıvrılıp yatarken, tilki nöbete geçmiş. Neden sonra uyanınca, bir gariplik hissetmiş Anlamış ki sarmaşıklar, vücudunu hapsetmiş. Kurtulur muyum diyerek, boş yere kımıldanmış Bir yandan da: “Alçak Tilki!” diyerek homurdanmış. Bir hışırtı hissedince, aslan sessizce durmuş; Merakla kendine bakan, minik fareyi görmüş. En yumuşak ses tonuyla: “Dinler misin ey fare! Kurtar beni bağlarımdan, şu hâlime ol çare.” Fare bir an duraksamış: “Ya kötülük yaparsan!” “Bağlarından kurtulunca, tutar beni yutarsan!” “Sen küçüksün, dişlesem de, kovuğuna dolmazsın Gel kabul et; dost olalım, sonra pişman olmazsın.” “Tamam, ama bir şartım var! Korumam olacaksın. Bana zarar verenlere, sen ceza vereceksin.” Aslan hemen kabul etmiş, fare işe koyulmuş, Kemirince sarmaşığı, aslan bağdan kurtulmuş. Aslan üzgün bir tavırla: “Ben sözümü tutamam.” Fare şaşkın: “Anlaşmıştık! Buna anlam veremem.” “Sanıyorsun ki bu sözü, ben bir aslandan aldım; Oysa ben aslanlığımı, meşûm tuzakta saldım!” “Tilkiye kanan bir kralın, saltanatı mı olur? Fareye muhtaç aslanın, aslanlığı mı kalır?!” “Ben bu utançla ormanda, kimselere bakamam; Bırak seni korumayı, bu elde hiç duramam.” Sonra yavaşça yürüyüp, bilinmeze çark etmiş, Artık aslan olmadığı, o diyarı terk etmiş. 04.10.2006 08:10 - 16:44 Salih ERDEM / AYDIN • Hikâyeden şiire uyarlanmıştır. |