Ruhun umududur aşk, kalbin münbit sevdasıdır hak!Bir sis perdesi çöküyor sinemin alyanaklarına Ne kadar suskunluğum varsa çıkıyor nefesimden umut haykırırcasına Silinmeyen izlerim bir bir günyüne çıkıyor, nöbet-i müddet diyor o ulvi manasında Sabır diyordum, kanaat ederek öyle yutkunuyordum, aşkı ne kadar biliyor ve anlıyordum Şayet kalbimden neşet eden bir ecrim yoksa O vakit ağlıyor ve sızlıyorum kör kuyuların manaya hasret çığırtkanlığıyla Aklım nerdeydi, merakım neden mesnetsizdi, irfanım mı keşilmişti dilen gelen ne varsa Ne zaman uzaklara nazar etsem, ruhumun hicranıyla nefeslensen umman geliyor aklıma Neden bedeviyi hakir görürdü bu gönlüm Yabaniliği istemezdi yüreğim, oysa bizzat içinde yaşatan biriyim, ahh ömrüm Gözlerim tuttuğu yaşı bırakıyor, içim acıyarak burukluğumu hatırlatıyor içten gördüm Ne kadar öksüz şehirler varsa, sokaklarda katledilen bedenler hangi manaysa onu öğrendim Ceddim ilim ve irfan adına ruhu sanatlaşmış Lakin kindar sinelerin bekleyen kursakları zaten ayan beyan ortadaymış, çıldırmış Ne kadar kin ve husumetleri kaldıysa, bir nebze bırakmadan kalplerin işgaline kalkmış Bir zavallıklık başlamış, hizipler planlanmış, ruhları bir esarete çanak tutarak pazarlanmış Hilalin mahzun hali, gönlüme umut vecdeden hakmış Ruhumdan tebarüz eden ne kadar aşk-ı mana kaldıysa feyz ile anbean cezbe odoklanmış Kitab-ı celilin evrensel mesajları akıl ve inşiraha tabi olan kalplerin o prangalarını kırmış Artık vakit tamammış, beklenen feraset ve ihsan gönüllerde şahlanmış, aşk bir hakikatmış Mustafa CİLASUN |