Senin İçin
soğuğun rengini unuttuğu şu ayazda,
dün seni bekledim, kalbimde yıkık dökük birkaç anıyla, daha neyi bekliyorsun diye arada bir sorsam da akıl edip gönlüme, senden geçeceği yoktu, bunu biliyordum. tenimin soğuğu unuttuğu biran şöyle kafamı kaldırıp ufak ahşaptan ama salebin fincanda satıldığı bir kahvehane görünce dayanamayıp içeri girdim, kendime buğulanmış bir pencere kenarı seçtikten sonra içimin sıcak dengesini bulabilme adına kendime bir fincan salep ısmarladım, soğukla sıcağın kesiştiği o noktadan dışarıyı seyrediyordum. bekledikçe unuttuğum birkaç anı geliyordu aklıma, bitiminde sen düşüyordun biraz gülümsedikten sonra, bakış nöbetime devam ediyordum, hava karanlığı ile gündüzü örtmeye başladığı vakitte, yavaşça kalktım yerimden, dışarı çıkınca mantoma daha sıkı sarılıyordum, artık soğuğun daha alevlendiğini hissediyordum, yavaş yavaş yürüdüm, o ince narin yokuşun eteklerine vardığımda biraz durakladım, sonra arkama baktım, gittiğin yollar çoktan karanlıkta kaybolmuştu, bir yandan soğuk vurdukça nefesim kesiliyordu, kendimi şöyle bir silkeleyip yürümeye devam ettim, aslında biliyordum gelmeyeceğini, ama seni kaybettiğimin onuncu yılıydı bugün, yine ilk buluştuğumuz yerde, akşama kadar ben seni bekledim… ve bir ömür boyu seni hep, ilk buluştuğumuz yerde bekleyeceğim, artık gelmeyeceğini bilsem bile… Asım YAMAN |