Vazgeçmem
Güneş gökten kaybolup,hep gece olmadıça.
Ektiğimiz gül yalnızlıktan,sararıp solmadıkça. Akrep yelkovanı bırakmadan,sürekli tutmadıkça. Bu adam senden vazgeçmez,yüreği durmadıkça. Kutuplardaki buzullar eriyip bitmedikçe. Yanardağ patlayıp,lavlar karayı örtmedikçe. Gök yüzündeki bulutlar,yere değmedikçe. Bu adam senden vazgeçmez,son nefesi vermedikçe. |
Bu bile tek başına çok güzel bir dize:
Gülün yalnızlığı bülbülünün olmayışındandır.
Ya da bülbül hakkında sırrını paylaşacağı başka güllerin olmayışından.
Kim bilir, belki de yalnızlığı “bahçıvanın” olmayışındandır. (Susuzluktan yanan gül)
Hatta bu yorum öyle farklı sulara götürür ki insanı...
Gerçek dünyada gül fidesi ekilmez: dikilir; ama anlatılan kalbe dikilen gülse... kalbe gül tohumları ekilir; hem de sevgilinin bir bakışıyla.
İster ekilsin, ister dikilsin; önemli olan onu birlikte yeşertmek değil midir hüner.
Ve bu güzel dize kıyamet betimlemesi olan diğer dizelerin içinde ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Sağlıcakla