Aşktı Güzel Ahlak
Yusuf,
Yüreğinde Züleyha’nın Yeni doğan bir güneş gibi Ağırdan yükseldi. Isındı Züleyha’nın yüreği. Gördüğü yüzde Bir insandan öte Bir melek Yusuf’un yüreğinden akan Tertemiz bir ahlaktı Züleyha’nın sevdiği. Züleyha nerden bilsin Bir bedenden Bir cisimden ibaret sandı. O davranışın kaynağını Allah’ın vahyini görmeden Bir insanın hayvani yanına kandı. Züleyha güzeldi Gözlerinde gördüğü güzellik Sade bir yıldız, ay Güneş gibi Bir benzeri olmayan bir şey... Yusuf Züleyha için Bitimsiz bir pınar Yeryüzünde bir mücevherdi. Artık tek arzusu Yusuf’un yanına yükselmek değil Kendi yanına çekmek Yalan olan geçici dünyanın Üçbeş günlük geçici zevklerine bölenmek. Züleyha kara gözleriyle baktı aynaya Kara gözlerinde dipsiz bir kuyu vardı Züleyha’yı kendine çeken Karanlık nefsani arzularıydı. Züleyha kendi dışına yandı İçini göremedi Yusuf’un Asıl nur Yusuf’un içinden dışına yansıyandı. Züleyha biliyordu, Bu gözlerin gördüğünü Görecek hiçbir kadın Yusuf’a hayran olmaktan geri kalmaz; Anlarlar ki, bu eşsiz hazinenin Dışı onları için Züleyha’yı yakar. Kadınları çağırdı Hepsine rahat minderler verdi Rahat bir anlarında Çağırdı Yusuf’u Biliyordu ki hayal değildi gördüğü Bir o değil melek yüzlü kölesi olduğunu Herkes bilmeliydi. Yusuf yürüdü Kadınlar gördükleriyle Canlarından vazgeçtiler. Evet asıl gördükleri Yusuf’un iç güzelliğiydi Dışına yansıyan. Canlarını bu yere bağlayan Tüm bağları kesip Yusufla kanatlanıp Göğe ermek istediler: Ruhlarının geldiği yer Yusuf’un yüreğinden Taşan nurdu. Ne zaman Yusuf gitti Canları yeniden döndü bedenlerine. Ruh bir iç çekmişti sanki Yusuf’la o an durmuş Her şey uhrevi bir sis Altında kaybolmuştu. Evet dedi Züleyha Benim gördüğümü siz de gördüğünüz Demek Yusuf hayal değil gerçek. Yusuf mananın, ahlakın yürüyen Konuşan şekli Yusuf’u kim sevmez. Züleyha artık Bir isteğin kölesi olmuştu Gördüğü, taptığı putlar gibi Bir kuru beden sanıyor Güzel ahlakın insan şekli, Anlaması gerekenin Erdem olduğunu görmüyor Yandıkça kahır içinde Yanıyor yanıyordu. Yusuf’a dedi Ya Ben Ya Zindan. Yusuf bir üçüncü şık var Züleyha: Rabbim neylese güzel eyler Sen sarayda iken zindana düşersin Ben zindanı saray ederim. Evet Yusuf Zindanı saray etti Züleyha kendi kendini yedi bitirdi. Otuz yıldan fazla geçti Züleyha ağır ağır eridi Aşk ateşinde. Yükselmek için Allah’a Yusuf’un aşkıyla yandı. Günde güne Züleyha Eridi, saçlarına aklar düştü. Ama Yusuf diye inliyordu yüreği Yusuf’un yoluna neyi varsa verdi Ağlamaktan gözlerinde fer söndü. Züleyha görmeyen gözlerle Yusuf’u bulmak için, Kaç yıl öyle gezindi. Artık anladım diyordu Sevgiliyi görmek için Göze gerek yok. Bir kalp var ki onla dolu Aşkımla görürüm, Yusuf’u anlayan Bir kalbim var benim. Artık neyi varsa vermişti. Aşıktı Züleyha Yaşlanmış, zayıflamıştı, Ama Aksine aşkı güçlenmiş Camcanlı bir aşkın Ta kendisiydi. Züleyha Yusuf’a kavuştu. O zaman tüm ömrünü Uğrunda verdiği Yusuf, Böyle bir aşık için Züleyha için, Rabbine dua etti: Ya Rab dedi Gönlünde ki putları kıran Senin kulunu seven Bu kuluna rahmet et. O an açıldı Züleyhanın gözleri. Artık anladı Sevdiği, onca peşinden koştuğu Yusuflar yaratan bir Allah. Züleyha kalktı yerinden Ve gücünü toplayıp, Ya Rab, Tüm varlığımı veren Sensin Her şeyi en güzel var eden Güzel ahlakı lutfeden Sana kul olmak en büyük şeref İzzet sahabi Sensin Bizleri lutfunla bağışla. (Aralık 2010 İstanbul) |
Yusuf’a kavuştu.
O zaman tüm ömrünü
Uğrunda verdiği Yusuf,
Böyle bir aşık için
Züleyha için,
Rabbine dua etti:
Ya Rab dedi
Gönlünde ki putları kıran
Senin kulunu seven
Bu kuluna rahmet et.
Tebrik ediyorum. Çok güzel bir şiirdi.
Saygı ve selamlarımla.