Senin servi boylarına
Dallar bakıp imrenmez mi?
Güzelliğin dilde destan
Kullar bakıp imrenmez mi?

Ya tuş yerim yahut künde
Bu ne kudret gözlerinde?
Boncuk boncuk yaş dökende
Seller bakıp imrenmez mi?

Gönül dağım bürüyorsun
Ne hâldeyim görüyorsun
Sunam ne hoş yürüyorsun
Yollar bakıp imrenmez mi?

Kâh yürüyüp kâh durdukça
Gönülleri kavurdukça
Saçlarını savurdukça
Yeller bakıp imrenmez mi?

Bahar gelmiş açıyorsun
Kuşlar gibi uçuyorsun
Rayihalar saçıyorsun
Güller bakıp imrenmez mi?

Kız öleyim dillerine
Kına vurmuş ellerine
O incecik bellerine
Kollar bakıp imrenmez mi?

Yaralarım göze göze
N’olur gelsen her gün bize?
Dudağından düşen söze
Ballar bakıp imrenmez mi?

Beklemekten düştüm yorgun
Seni söyler bütün Sorgun
GAFLETÎ’nin olsan bir gün
Eller bakıp imrenmez mi?!.