Rıhtımdaki SevgiliRıhtımdaki Sevgili Üşüyorum Hüzün Şiirleri söylenen bir Sonbaharın sabahında Bekliyorum Eyüp da Bir konağın avlusunda Ellerim buz kesmiş olmasına rağmen, ıssız bir odada dalıyorum gecenin karanlığına yokluğuna üşüyorum Çok uzun bir geceydi biliyor musun? Tek taraflı bir hayat omuzlarımda, Sevdanın yükü altında ezilmekten; Eyüp ağlıyordu ben ağlıyordum bir ses bekliyordum aşıklar tepesinden Ağlıyordum sessizce hıçkırıklarımı kendim duymalarımdan yoruldum ve sefaletin zincirleriyle hapsedilmiş bir aşkın yalnızlığında tükendim. Sabret diye diye erittim sabır taşlarımı, bir an ümitsizliğe düştüğümde hayalini çekiveriyorum karşıma, gözlerine baktım ve kendimi yerli yerinde bulunca güzel gözlerinden, güç aldım acıların binlerce çeşidine karşı ama sabredecek gücüm kalmadı, hayalinin gözlerimde sabahladım sevgili. Oysaki nasılda ihtiyacım vardı sana, Bilemezdin Sarılsan bir türlü sarılmasan bir türlü Başımı göğsüne yaslasam derdin yiten ümitlerimin ayak seslerini duysam kalbimden derdin? İçine düştüğüm çaresizlikle birlikte bari rüyam da sımsıkı sarılsam derdin, Sıcaklığını hissedip boğazıma düğümlenen ve içimde yankılanan hıçkırıklarımı özgür bırakıp ağlasam derdin Sen saçlarımı okşasan ben içimdeki zehiri nehir misali akıtsam derdin? Ama yoksun işte ve ben bunların hepsi bir hayalden öteye gidemiyorum, ne acı değil mi? O kadar özlemiştim ki seni ve gülümsemelerini, Bir resmin geldi gözlerimin önüne Birde teleferikte ellerin Odam da hayalinle avundum rıhtımda boynu bükük duruşun geldi aklıma ve öyle sabahladım sevgili, Herkes bayram sevinci yaşıyordu sevgilim. Bense sadece hüzün Kim bilir sende yaşadın belki kutlu olsun geçmiş bayramın ve gelecek olan bayramların Ben bu Aralık sabahı yine sessizce ağladım. Her Yaş günüm de olduğu gibi.... Kimsesizliğimden, çalmadım kimselerin kapılarını, kimsesizliğim kapımı çaldı, kapattım kendimi hücreme, gecenin karanlığına gizlenip çıktım dışarı. gece saklar beni diyerek, kimsesizliğimle Selamlaştım, yalnızlığımın elini öptüm, sefaletimi bir tabakta sundum şeker tadında firari ruhuma... Sabah olmuştu bense uykusuz ve sessiz Hatırlandın nihayet geldi saat on gibi gülüm ışıklandı konaklarım Uçuyordum artık bitmeyecek gibi bir güne yelken açtım su gibi akıp gitti zaman Ayrılık zilleri çalmaya başladı ne çabuk geçti vakit anlamadım sevgili Beklediğim çok şey vardı sevgiden yana? Rıhtımda kucaklanmak sarılmak ve sadakat istedim sadece Korkuyordu sanırsın birileri var sanki çevresinde utanıyordu melül melül bakıyordu gözlerime Ama olsun iki saat te olsa ben mutlu oldum Hayatımda yaşamadığım bir mutluluktu uçuyordum bitmesini hiç istemediğim iki saat ti Bir saray gülü gibi ter temiz Bir piren ses kadar masum Bir ceylan gibi ürkek sessizce kayı verdi ellerim arasından. Harika bir kişilik muhteşem bir sevgili unutmak mümkün mü ab-i hayatım seni. Kamaştı göz fenerim laleler arkasında Bir fincan bade doldur içeyim gül tasında Köşk eyledim gönlümü otur gel ortasında ’Uzaktasın nazlı yar uzat elin tutayım ’Şakıyan bülbül olup pencerende öteyim Zikrettin Karaca |
Hüzün Şiirleri söylenen bir Sonbaharın sabahında
Bekliyorum Eyüp da Bir konağın avlusunda
Ellerim buz kesmiş olmasına rağmen, ıssız bir odada dalıyorum gecenin karanlığına yokluğuna üşüyorum
çoook çok güzel bir çalışma okudum sizden yine Zikrettin hocam yüreğinize sağlık serbestdede gayet başarılısınz kutluyorum yürektn...