AŞIK OLDUM BABA
Yanıyorum baba...
Yüreğim alevler içinde.... Aşık oldum baba... Oysaki benim tek aşkım sendin.... Sen rabbimden başka kimseden korkmayan, Beni sevip ,sarmalayan kahramanımdın.... Aşık olduğun adam kim diye sorduklarında , Göğüsümü gere gere babam diye cevap verirdim... Şimdi ise kalbim başkasına aşık olduğumu söylüyor baba... Ama korkuyorum baba , O senin gibi koruyup sevecekmi beni... En zor anımda kucak açabilecekmi... Bana her dakika bıkmadan seni seviyorum diyebilecekmi... Gözlerinin baktığı gibi oda bakabilecekmi bana... Korkuyorum baba hemde çok korkuyorum... Kalbim onun için atar gözlerim onun için bakar oldu... Ağzımdan çıkan her cümlede onun adı geçiyor... Yaklaştığını hissettiğim an kalbimin ritmi artıyor... Küçük kızının kalbi artık bir başkası için çarpıyor baba... Bu kalp ona atıyor ama o bunu bilmiyor baba bilmiyor .... |
Bu şiirinizi okuduktan sonra merak edip diğer şiirlerinize de baktım. Anladığım kadarıyla hünüz bu yolun başındasınız ve çok da gençsiniz. Bu şiiriniz hakkında söyleyeceğim çok şey olacak; ancak bu sizi sakın kırmasın.
Girişi güzel yapmışsınız. Ondan sonra kendinizi bırakmışsınız. Şiir tasniftir; yani kelimelerin belli bir düzen ve ahenkle arka arkaya gelerek insanda hem bir musiki hissi hem de bir anlam sarhoşluğu yaratmasıdır. Okuduklarım bende çalakalem yazılıp buraya asılmış intibaı uyandırdı. Oysa üzerinde çalışılması, değişik kombinezonlar denenmesi lazım gelirdi yazdıklarınızda. Her şeyden önce şiirin zor bir uğraş olduğunu, amatörlüğe tahammül edemediğini bilmenizi istiyorum. Elbette bu yazdıkarınızı beğenenler, alkışlayanlar olacaktır. Mutlaka çevrenizdekilere de bunları gösteriyor, okuyor ve okutuyorsunuzdur. Tabii ki nasıl bir çevrede bulunduğunuzu ne tür yorumlar aldığınızı bilmiyorum; ancak size şimdiye kadar şiir hakkında ciddi anlamda bir şeyler söyleyen çıkmamış zannındayım. Sizin yapacağınız ilk iş çok şiir okumak ve oturup mısra çalışmak. Mesela on, on beş kelimelik mısra olmaz. Bu okuyanı yorar. Mısralarda çok sık bağlama edatları kullanıyorsunuz, bunlar mısranın ses ve anlam gücünü kırıyor.
Siz yazmayı seviyorsunuz, yani şiire büyük bir sevginiz ve merakınız var. Bunu anlıyorum; ancak şiir yazmak için bunlar yetmiyor. Biraz kitap karıştırmak, biraz şiir okumak lazım. Özellikle ölçülü şiir yazanları okumalısınız; çünkü ölçülü ve kafiyeli şiirler size dilin ses imkanlarını tanıma imkanı verecektir. Serbest yazarken yazdığınız mısranın hangisinin şiir, hangisinin nesir cümlesi olduğunu ancak bu şekilde fark edebileceksiniz. Müzikle ne kadar alakadarsınız bilemem; ama mutlaka 'kulak' diye bir tabir duymuşsunuzdur. Müzikte kulak neyse, şairlikte de mısranın sesini duyabilmek odur.
Yazarken bunu birilerine göstermek, okumak, hele hele buraya asmak için sakın acele etmeyin. Yazdıklarınızı bir müddet -mümkünse birkaç ay- demlenmek üzere bir yana atın. Sonra tekrar alıp bir yabancı gözüyle, kendi kendinizi eleştirerek okuyun. O zaman hatalarınızı daha net görme ve düzeltme imkanı bulacaksınız. Yeni yazdığınız her zaman size güzel görünür; çünkü hala yazdıklarınızın etkisindesinizdir. Bundan kurtulmak için aradan mutlaka zaman geçmesi gerekir.
Size tavsiyen yazmaktan asla vazgeçmemenizdir. Söylediklerim zamanla helledilebilecek hususlardır. Yeter ki siz azmedin ve çok çalışın...
Saygılar, sevgiler, selamlar...
cinar39 tarafından 12/18/2010 9:26:07 PM zamanında düzenlenmiştir.