Şımartılmış bir öyküyüm
Şımartılmış bir öyküyüm
Gündüzüm bela gecem bela İşlevini yitirmiş törpüyüm Kulaklarım minarede asılı Hangi ölü Hangi sala Yaşamdan ders aldığım söylenemez Köylü kültürü Şehirli kültürü Beni mest etmez Kalbur olmuş derslerin öğretmeniyken Bu meze şarapsız gitmez Ne kadınlar sevdik Kapılarda isimleri kaldı Ne sevdalara kulaç kulaç daldık Deniz gitti Kaldırımlar kaldı Kandırıldığımız kaldı Her mevsim gönül tazeledik Yeşil gitti Dikeni kaldı Gözümüzü hasrete sarmaladık Yaprağı gitti Rüzgârı kaldı Kalakaldı Et deri kemik Ulaşamadığımız kedi mundarı Ulan ne olduda İklimler yeşilken sarı Vakit tamam Ulukışla’yı geçti tiren Vallah ulan Azrail nerden cıktın bir yanım tiren Bir yanım siren… |