ULU ARİF ÇELEBİ (Gülce-Bahçe)Gönlümüzü ısıtası aşk, düşer mi belleğimize Kapımızdaki rüzgâr değer mi canlar yüreğimize. Sonu sorgulu ömrümüzün yaşamsal değerlerini Yaşamayı öğütler mi aciz benlik belleğimize. …Ulu Arif Çelebi gibi candan geçip, ….Sarılır mıyız, aşk-ı ilahi ile sevdiğimize? …Ulu Arif Çelebi, Sultan Veled Çelebi Hazretlerinin büyük oğludur Umuda pullanan mektupların özenli ilk puludur Annesi Selahattin Zerkubi kızı Fatma hatun’dur Kelebek renkli düşlerde yaşam rotası kuruludur …Miladi bin iki yüz yetmiş iki yılında ….Dünyaya gelince Arif, …..Ninni söylenir, uyusun da büyüsün diye zarif, ……Sevgiyle kuşanılan tüm hücrelerde …….Ona karşı şefkat ve merhametle duruludur… Vardı elbet bu aşırı sevginin geçerli sebebi Babasının çocukları olmuş olsa da daha önce Küçük yaşlarında, ebediyet deryasına dönünce Belki de Torun Arif olur diye, hayırlı nesebi …Başta Hz. Mevlana olmak üzere, ….Aile de vesile olmuştu büyük sevince… …..Dualar yükseldi arşa, ……Bu dilekler ile duruldu sözlere, …….Aydınlık gündüzlerden sonra, her gece. İlahi bir sınav değilse, dualar kabul olmaz mı? Allah dostu erenlerin, dileği karşılık bulmaz mı? Kabul oldu içten dualar, dilekler karşılık buldu Sonra ki anadan, Arif’in üç kardeşi daha oldu; Ana başka, baba bir, Canlar cana bir eştir. Onlarda yok, hiç kibir, Aynı kandan kardeştir. …Şemsettin Emir Abid, ….Selahattin Emir Zahid, .….Hüsamettin Emir Vacid ……Kardeşlere, …….Ulu Arif Çelebinin yüzü hep güleçtir. * Ve Günler, Geceler Geçip gider. Günün birinde Gözleri derinde * Ulu Arif Çelebi, hemen emir eyledi Menakib’ül Arifin, eserini peyledi Ahmet Eflaki beyim, hemencecik başladı Kâh okudu, kâh dinledi, kâh yazdı ve söyledi, …Böylece kaynak olabilecek, büyük bir eseri ….İtinayla yazdı menkıbeleri oluşturan cümleleri. …..Böylece meydana getirildi ariflerin menkıbeleri. Ulu arif Çelebi, Ahmet Eflaki ile birlikte Başta Tebriz ve Azerbaycan’ı dolaştı şecaatle Dolaştı Anadolu’nun pek çok yerini defaatle Yurdum insanını hep gördüler birlik ve dirlikte …Hep dillerindeki dua ve rabbe niyazla ….Sevgili peygamberimizden istenen şefaatle. * İrşat şerbeti içtiler, sohbetler gönül ördükçe Kendilerinden geçtiler, birçok nimeti gördükçe, Dünya denen şu fani de, kusursuz bir bahçe varlık İnsan hizmetinde her şey, bunu bilen çekmez darlık Tüm canlılar mutlu olsun, olmasın diye simsarlık İrşat şerbeti içtiler, sohbetler gönül ördükçe. Gezdiler birçok diyarlar, dere ve tepe geçtiler Yeşil ağaçlar altını, konaklamaya seçtiler, Soğuk akan pınarlardan, avuçlarda su içtiler Kendilerinden geçtiler, birçok nimeti gördükçe * (U) lu Arif çelebi, E(L) açıp yalvardı insanlığın selametine, Ul(U) lar ulusu, yüce rabbine… (A) kıllar olmasın zorda, kalınmasın iki cihanda darda E(R) geç döneceğimiz ebedi yolculuklarda Al(İ) deyip, alenî olmasın, Emevice davranışlar Ari(F) olsun insanlar, sinelerde iman dolu kavranışlar. (Ç) alınınca ömrün son zili, N(E) mallar, ne benim dediğin hiçbir varlık Kü(L) liyen etmeyince fayda Hev(E) slerin ve nefislerin istediği her şey geçince kayda, Kala(B) alık dostlar ve ahbaplar olsa da; bize darlık… Sinem(İ) zdeki imanımızdan başkası açamadığında dili. * Bilir misiniz? Halimiz nice olur Kırılır düşler, Uykudan uyanırız. Vaktimiz varken Kendimize gelelim. Yüce yaratan Rabbimizi bilelim. Diye halklara Dini tebliğ ettiler. Gönüller adres, Yunus olup gittiler. * Bin üç yüz on iki de babası Babası Sultan Veled’in ölümü üzerine Yerine geçip Mevlevilik postuna Postuna oturduğunda kırk yaşlarındaydı yaşı Yaşı aktı onunda, yüce dostu için gözyaşı. * Mevleviliğin kurulmasında ve gelişmesinde Mevlevilerin döne döne ask yolunda pişmesinde İki cihanda hak rızasının peşine düşmesinde Ulu Arif Çelebi’nin de büyük emeği geçmiştir. …Bin üç yüz yirmi yıllarında ….İnsanın içini ısıtan, güneşli bir bahar gününde …..Kırk sekiz yaşlarında iken …… Vefat ederek, ebediyet şerbetini içmiştir. Bizim bildiğimiz, bir ‘Divanı’ vardır Onun gönlündeki, yanar sine hardır O od ki; sönerse, düşe yağan kardır O zaman biz kula, iki dünya dardır Yaşam rabbe rıza, ona teslimiyet Bunun tek adı var, o da İslamiyet Ondadır kurtuluş, ondadır kemiyet Feyzullah Kırca Akbaşlar köyü / Dursunbey --------------------------------- Şecaat; Allah Teâlâ’nın takdirine rıza ve teslimiyettir. Allah’a tevekkül eden bir Müslüman’a korkaklık ve zillet asla yakışmaz.. İnsandaki öfke ve hiddetle korkaklık arasındaki itidal hâlidir. Yiğitlik, bahadırlık, kahramanlık, kalp metaneti, şiddet ve tehlike esnasında cesaret göstermek manalarına gelir. Kemiyet: Nesneler ve olaylarla ilgili ölçülebilir özellikler, anlamdaş tutar. |