HER BAHARDA MEZOPOTAMYA
Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya
Yağız atlar kırbaçlanır sisli dağların kuytu eteklerine, Delikanlılar nam salar civar köylerine Sürüler sürülür bozkır topraklardan bereketli topraklara Koyunlar kırpılır, yünlerinden arındırılır Aşklar dokunur kilim tezgâhlarında Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya Bir haber girer Serhat Ovası’ndan Bir savaşın habercisidir ansızın gelen bu haber Yine insanlar ölecektir serin mayıs ayında Bir sefer vardır ülkemin topraklarına Bir göçün, bir sürgünün habercisidir bu haber. Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya Saçlar örülür, kalın-siyah bıyıklar taranır Bir aşkın habercisidir bu hazırlık Günlerce sürecek olan bir düğünün sancısıdır. Düğün nizamına geçilir Ve renk renk, buram buram Toprak kokan, insan kokan halaylar çekilir. Her bahar, farklı gelir Mezopotamya’ya Serhat’ın dengbêjleri havar çeker, Ağıtlar yakar sevdiklerine Destanlar dökülür yurdumun topraklarına Gözyaşları kurur esmer yanaklarda Her bahar farklı gelir Mezopotamya’ya Her ne kadar soğuk olsa da iklimi Yine de insanları sıcaktır sana Her ne kadar soğuk olsa da iklimi Yine de kalın hatlarla ayrılır mevsimleri birbirinden Dört mevsim derin izleriyle yaşanır Mezopotamya’da Her bahar farklı gelirdi Mezopotamya’ya eskiden, İnsanı fakir olsa da Gönül zenginliğini en anlamlı haliyle yaşardın çok önceden. Mertliği namerdin zulmünden Barışı savaşın verdiği sefillikten İnsanlığı şerefsizlikten Öğrenmiştir Mezopotamya’nın halkı |