SAKIN SAKININŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 1980 öncesini yaşayanlar çok iyi hatırlayacaktir.gençlik o vakit en acı şekliyle kullanıldı,son günlerde yaşananlar iç burkuyor ve korkutuyor...aydınlık günlerde
vicdanı hür birlikteliklere.....
sakın sakının
biz bu film’i daha öncede seyrettik içinde binler’in dramı saklı barut kokulu mezar taşlarına güller bıraktık soldu güller zamansız büktü boynunu selviler sakın sakının bu manasız garabete düşmeden düşünün ve hatırlayın lütfen biz bu film’i gördük yer gök isyan etti dehşetten kardeşi kardeşe düşüren öfke kusan bu illetten darağacına sığındı körpe beden nifak tohumları gözyaşıyla suladı toprağı yer isyan etti gök ağladı dinmedi acı hasretler bağrı dağladı sakın sakının tanrıların oyunu bu çekin kırılası ellerinizi fidanların üzerinden günah kokan yüzlerinizi ateş kusan gözlerinizi çevirin gençliğimizden sakın sakının kurnazlar piyonlar figüranlar üzerine kurulu düzen VE sorgulayın hangi piç hangi vicdan hangi rant hangi oyun korku salan ölüm kokan sakınnn çekin iğrenç ellerinizi gençler’imizden kalemler düşmesin elden güneş hep doğacak 11.12.2010 ferhan erdoğan |
Bu tarzda yazan, nerdeyse yok denilecek kadar, az diyebilirim.
Şiir'de hırçınlığı, öfkeyi, başkaldırışı (edebi söylemler çizgisini, aşmama kaydı ile tabii), severim.
Ki bu eserde, fazlası ile mevcut, bu dediklerim. Ama gördüğüm kadarı'yla, dozu kesinlikle kaçırılmamış, dengeli gidilmiş
Tabii bu da okunurluğunu sağlamış, bu vesile ile...
Keyif alarak okudum.
Daima huzur ile kalınız