Saat belkide sabahın beşi...
Film gibi başlamıştı her şey…
Hani en heyecanlı yerinde biterdi ya, Aynen öyle. Aynı ilk sigaram gibi, Oturmuştun ciğerime. Bir havi fişek gibi, sığmazdın ele avuca, Patlardın; yüreğim gökyüzünde, Hissederdim seni tüm hücrelerimde... Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni. Senin kokunla yanan, Sen-sörlü bir sokak lambası gibiydim. Sen her geldiğinde, titrerdi, Bakır tel gibi tüm damarlarım… Her geldiğinde, yüksek voltaja tutulurdu kalbim. Atardı, bedende tüm şartellerim. Bir filmi defalarca izleyip, ilk kez gülmek, Aynı yerden her gün geçip, ilk kez keşfetmek… Belki bir hata…Belki çağ açan bir zaferdi… Seni sevişim. Gözlerime kalemin gibi çekerdin. Renksiz bir lens, nem, giderdin… Her sinemada, sen filmi… Bense seni izlerdim. Arada gülerdin, Bende tebessüm ederdim. Anlamsız, saçma… Bazen uyurdun omzumda, İdam halatı gibi saçların… O an dolaşırdı boynuma… Anlayamadım…Sen bir kasttın, canıma… Bir damla, göz pınarında haykırdığı anda, Kalbime hançer saplanırdı sanki, her defasında. Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni…. Her çıkamıyorum dediğinde, Yeltenirdim, kalkıp gitmeye, Bir ağırlık otururdu bedenime, Gidemezdim, kalkmak istesem de.. Ümid, soğuk ve ben; otururduk bedenimde, Krom bağlardı nefes, Her yudum çayda…. Sigarada. Geliyorum dediğinde, Kurşundum namluda, fırlayan, İskemleden, kalbine varan. Bir orman yangınıydım, Sen ise arkamda fırtınam… İmkansızdı sevgili. Senleyken durdurulmam… Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni... Film gibi başlamıştı demiştim, her şey. Film gibide bitti aslında. Yılların özlemini büyütüp, yürekte aşka, Bulunca sımsıkı sarıldık ona. İlk kez anne olan bir kadın heyecanıyla. Birkaç günde dindirdik, kullandık hoyratça. Ve günahsız bir yavru gibi çıktı ortaya. Bencil büyük hata… Kapımızı çaldı ayrılık, Aşkımızın kırkında… Seni aşkın su içmek gibiydi. Çöl hararetini dindirmekti. Kış ayazında, ısıtmaktı ellerini. Halbuki benim tek gayem, sevmekti seni… İster sebepli, ister sebepsiz… İster akıldan zoru varmışçasına, Deli gibi. Ama yürekli…. Suyu içtin…Harareti dindirdin…Isındı ellerin. Ve GİTTİN… Bilemedim…Aşk sonbaharda açarsa, Mecburdur kışı yaşamaya. Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni... Başrol oynadığım,tek kişilik bu şehirde, Tüm kameralar benim için grevde. Göz kırpıyor, ölü bir hayal her köşesinde. Ölüme davetiye niyetinde. Herkes astı kendini, sen gidince bu şehirde, Anlam veremeyince, senin benden… Bensiz, zamansız gidişine… Şimdi sensiz oturuyorum sahilde. İntihar var her kuytu köşede. Dalga değil ceset,kayalıklara vuran, Ayağımın dibinde. Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni... Şimdi.. Yalnızlık oynuyor,kalbimin son perdesinde. İdam, sahnenin bitiminde. Kaçırma saat tam 12 de. Gelecek Azrail, saat tın dediğinde. Son arzumu sorup, “sevilmek” dediğimde… Dönüp arkasını gidecek. Sana yer yok, diyecek cehennemde. Zaten ölüsün, onsuz aldığın her nefeste… Saat belkide sabahın beşi, Gözlerim, hala yatağımda arıyor seni. Yalnızlığın bu gece aştı haddini… "A.Hamit EYÜBOĞLU" |
affınızla başlık ve bir yerde daha gözüme çarptı;
saat beklide? sabahın beşi... bu '' beklide'' dediğiniz acaba belki mi? ki öyle olacak sanırım bir telaffuz hatası . Yoksa saatin beşinde BEKLİ duran zaman mı ?
Senin kokunla yanan,
Sen-sörlü bir sokak lambası gibiydim.
Sen her geldiğinde, titrerdi,
Bakır tel gibi tüm damarlarım…
Her geldiğinde, yüksek voltaja tutulurdu kalbim.
Atardı, bedende tüm şartellerim.
Bir filmi defalarca izleyip, ilk kez gülmek,
Aynı yerden her gün geçip, ilk kez keşfetmek…
Belki bir hata…Belki çağ açan bir zaferdi…
Seni sevişim.
güzel bir diliniz var aslında ve güzel betimlemeler gibi.. Ben çok daha güzel ve değişik dizeler yazabilirsiniz diyerek
tebriklerimi sunuyorum..