1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2223
Okunma
çocukluğumdun, gençliğim oldun sonra
çocukluğumdun, elinden tutup sokaklarda oynadığım oyuncak
hiç kaybolmayan, kırılmayan, bozulmayan, eskimeyen
çocukluğumdun sen, hiç büyümeyen
oysa, evlisin bugün, üstelik çocuk sahibisin...
çocukluğumdun sen benim sen hiç bilmesen de
istanbul hiç benzemiyordu o zamanlar ne sana ne de bana
ne ağlayan bir kız, ne aldatan bir adamdı o zamanlar istanbul
ne bize benzeyen sevdası vardı, ne bizden farklı yarını
çocukluğumdun sen benim, deniz gibi hep yarın,
çocukluğumdun sen benim devrim gibi gerçek,
68 gibi kahraman, mayıs 72 gibi ise unutulmaz
çocukluğumdun... sen benim...
sanırım, o mevsimde daha güzeldin
gençliğim oldun; çocukluğuma birkez danışmadan
gençliğim oldun yaşamadan, çünkü ayaküstü uğrayan
bütün kızlar acılı, zaman bile konuşmuyor hayatla
tarih, hepimizin bakışında henüz yorumlanmamış rüya
çocukluğumdun, gençliğim oldun sonra...
sen benim gençliğim oldun ama ben genç olmadım hiç
sen benim gençliğim oldun ama ben gençliğimi yaşamadım hiç
sen benim gençliğim oldun ama ben bir gençle konuşmadım hiç
anlatabildim mi... gençliğim oldun ama sen benim
yarın bakışlı çocuklar değil, can veren toprak değil,
ses veren mayıs değil, hayat gibi nefes değil ama,
gençliğim oldun sen benim...
oysa çocukluğumda deniz gibi hep yarındın,
devrim gibi gerçek, 68 gibi kahraman
mayıs gibi ise unutulmazdın
çocukluğumdun çünkü o zaman
çocukluğumdun... gençliğim oldun, yirmi dokuz kasımda...