Yerdenim…
Şair söylemişse; hasretten söyler,
Hiç duymuyor bizi, ağalar beyler, Belde oldu ama, perişan köyler, ...Gurbetlinin, el olduğu yerdenim. Çöp yığını olmuş, akan dereler, Tanıyamıyorum bura nereler, Boşuna geçiyor, bunca seneler, Akıllının, deli olduğu yerdenim. Millet burda, çok zahmetler çekiyor, En fazlada patatesi ekiyor, Bir yerine ancak iki söküyor, Çiftçiliğin, zor olduğu yerdenim. Kayabaşı olmuş, uğrak yerimiz, Başkada yok zaten, budur karımız, İki iken, üçe çıkmış suyumuz, Mahallemde sular akmaz yerdenim. Borç dağları kolay kolay bitmiyor, Gelen para bu beldeye yetmiyor, Kuru laflar bizde para etmiyor, Aileden şirket olan yerdenim. Düğün olur tabancalar atılır, Rakısına birazcık su katılır, Biralarsa kasa ile satılır, Bu işlerin bol olduğu yerdenim. Nüfusu çok ama yazılanı yok, Boş sözlere artık karınımız tok, Derdim bir değil ki binlerden de çok, Dermanının zor olduğu yerdenim… ****************************************************************** Şiirime ilham olan şiir... Memleketim... Nerelisin diye sormayın bana, Patatesin bol olduğu yerdenim. Hasreti bitirdi tak etti cana, Dağın taşın YOL olduğu yerdenim. İn kayası başı dimdik duruyor, Yaprak yeşil otlar tezden kuruyor, Bilmeyenler nere diye soruyor, Yumurtanın FOL olduğu yerdenim. Doyulur mu o yemyeşil dağlara? Dere tepe mor sümbüllü bağlara, Hasretliğim orda geçen çağlara, Gözelerin GÖL olduğu yerdenim. Kelkit vadisine yüksekten bakar, Suları serindir buz gibi akar, Kalleşlik bilmeyen mert adam çıkar, Dikenlerin GÜL olduğu yerdenim. Gölağa tepesi kayabaşının, Kıraç,küren,micos,göverdaşının, İlkbaharı yazın, karakışının, Aylarının YIL olduğu yerdenim. Çilekeş insanı dert ile yaşar, Ekmeğin ardına rızkına koşar, Geçim derdi zordur engeller aşar, Çilelerin SEL olduğu yerdenim. Bereket toprağı bereket suyu, Dağ başında göze ovada kuyu, Ceviz fındık dolu dereler boyu, Armutların KEL olduğu yerdenim. Canik dağlarının eteklerinde, Niksar ovasının biteklerinde, Çiçek özlü arı peteklerinde, Sütleğenin BAL olduğu yerdenim. Ihlamur yaprağı ilaç sayılır, Kuşburnuyu içen hasta ayılır, Taze mısır köz üstüne soyulur, Kırık fiğin YAL olduğu yerdenim. Patetes kuyuya arpa ambara, Zamanı gelince ediyor para, Allah düşürmesin cümleyi dara, Ak gosdilin ÇİL olduğu yerdenim. Tokat’ın incisi Niksar’ın köyü, Belediye oldu kasaba deyi, Köylerin içinde belki en eyi, Kır keçinin ÇUL olduğu yerdenim. Suyu akar yükseklerden engine, Az rastlanır dünyalarda dengine, Aşık oldum kainatın rengine, GÜNEBAKAN GEL olduğu yerdenim. Şehri Karakaya ( 24 Kasım 2010) |
Düşmana dost olur dosta kin güder.
Bindiği eşeği şikayet eder..
Neler dedim neler dinletemedim...
Dost olduğun dostu tanıyamadın,
Birden teslim oldun sınayamadın,
Gördüğün hatayı kınayamadın,
Neler dedim neler dinletemedim...
Dönen dolapları hem bilerekten,
Damlayan sadırı hem silerekten,
Dinleyip göründü hem gülerekten
Neler dedim neler dinletemedim...
İhanet etti mi dayımın katır?
Hayvan hayvan iken sayarken hatır,
Şikayet ettiğin masaya otur.
Neler dedim neler dinletemedim...
...İçki bira içen kayabaşında,
Helal lokma varmı bir bak aşında,
Şikayet çare mi şu kırk yaşında?
Neler dedim neler dinletemedim...
Borçdur yiğitlerin kamçısı emme...
Bu yiğitlik değil kazığı gömme,
Şimdi şikayete, sarıldın zemme...
Neler dedim neler dinletemedim...
Dere çöp yığını yollarda çakıl,
Cami dökülüyor bakımsız okul,
O zaman nerdeydin nerdeydi akıl?
Neler dedim neler dinletemedim...
...Ya sen akıllısın ya benim deli,
Ben taa zamanında gösterdim keli,
Sen ilk zorlamada hırtlattın beli,
Neler dedim neler dinletemedim...
Söz bükülmez ama sen büküyorsun,
Tarla çamur emme sen ekiyorsun,
Ah vah diye sonra yaş döküyorsun,
Neler dedim neler dinletemedim...
.......................................