BİR BİLSEN
Bir bilsen,
Bir bilebilsen nerede olduğumu, Alıp başımı ayrıldım İstanbul’dan. Her şey üstüme geliyordu; Şehir, Vapurlar, Martılar, Adalar ve SENSİZLİK... Ruhum soluk almak istiyordu. Bohçaladım yüreğimi, Bohçaladım düşlerimi. Aldım terkime,düştüm yollara... Buralara geldiğim akşam, Kapkaranlık bir gökyüzü vardı. Ay uyuyor olmalıydı. Şimdi ise: Dolunay salınımsız bir fener gibi, Akdeniz üstünde... Uçsuz bucaksız gökyüzünde Yıldızlar tarlasındayım. Bu kaçıncı gün? Kaçıncı akşam sensiz... Bir demet mimoza derledim. Geçtiğin yollardaki izlerini, Seyrettiğin denizdeki gözlerini aradım. Yağmurlar izlerini, Dalgalar ise gözlerini silmişti... Ben şimdi,kime vereyim bu mimozaları? Bir orman yangını sonrası, Perişanlığında yüreğim. Elimdeki öksüz mimozaları, Geçtiğin yollara serdim. Falezlerdeyim,bir başıma. Beydağları’na asılmış dolunay tanığım, Yüzünü hatırlamıyorum artık... 18-Nisan-2005 Antalya. Fesih Çelik |
Perişanlığında yüreğim.
_________________________________________--Elimdeki öksüz mimozaları,
Geçtiğin yollara serdim.
Falezlerdeyim,bir başıma.
Beydağları’na asılmış dolunay tanığım,
________________________________________________--Yüzünü hatırlamıyorum artık...
Unutsakta yüzlerini, anmak sevgiliyi yaşatmaktır şair...
Tebriklerimle...
Öksüz mimozalar sözcüğü ne kadar sızıydı okurken efendim...
Şöyle ''
şiir okumayı, şiir dinlemyi, şiir yazmayı sevmeyen insanlara hayret ediyorum...
Mimozalar aldı götürdü beni Burgaz adasına, hatıralarıma...
Saygılarımla...