)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-13-)(-)(-)(
.......................................................................................
Yürü Yiğit Yürü Yol İlen Yürü Yürü yiğit yürü yol ilen yürü Ağustosta erir dağların karı Gayet güzel olsa yiğidin yârı O yiğit yanına nazınan gelir Yürü yiğit yürü yolundan kalma Her yüze güleni dost olur sanma Ölümden korkup da sen geri durma Yiğidin alnına yazılan gelir Sana derim sana ey kınalı taş Çözümden akıttım kanlar ile yaş Göllerde oynayan iki yeşil baş Göllerin safası kazınan gelir Misis köprüsünde kollarım bağlı Ayrılık elinden ciğerim dağlı Göksun’a varınca Bayazıtoğlu Sana gelen beyler sözinen gelir Dadaloğlu’m der kollarım bazılı Atım gök kır attır yanım tazılı Gelir koyunları yanı kuzulu Karışmış sağmalı yozunan gelir ....................... DADALOĞLU ....................... Dadaloğlu Dadaloğlu’nun doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber eldeki kaynaklardan 1785-1868 olarak belirlenmiştir. Yani Dadaloğlu’nun 18.yy’ın son çeyreğinde doğup 19.yy’ın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Güney illerinde dolaşan Türkmen topluluklarının Avşar boyundandır. Yaşamı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız Dadaloğlu’nun şiirleri yazılı kaynaklar aracılığıyla değil sözlü gelenek sayesinde bugüne ulaşmıştır. Bir başkası da şöyle yazıyor onun için: Dadaloğlu, Osmanlı Devleti‘nin Anadolu Türkmenlerini iskan politikasına tepki olarak doğmuş isyanlarda yer aldığı anlaşılan tanınmış bir halk ozanıdır. 18.yy’ın son çeyreğinde doğup 19.yy’ın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber eldeki kaynaklar 1785-1868 tarihlerini göstermektedir. Dadaloğlu, Güney illerinde dolaşan ve Toros dağlarında Kozan, Erzin, Payas yörelerinde yaşayan göçebe Türkmenlerin Avşar boyundandır. Yaşamı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız Dadaloğlu’nun şiirleri yazılı kaynaklar aracılığıyla değil, sözlü gelenek sayesinde bugüne ulaşmıştır. Asıl adı Veli olan ve Türkmen-Avşar aşıklarının önde gelenlerinden biri olan Dadaloğlu, Kul Mustafa mahlasını da kullanan Aşık Musa’nın oğludur. Az da olsa eğitim almıştır. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu, Sırkıntı beylerinden Murtaza Bey ile Kozanoğlu’nun yanında imamlık, katiplik yaptığı anlatılır ama bu konuda yeterli bilgi yoktur. Daha çok Gavurdağı ve Ahır Dağı yörelerinde yaşadı. Çukurova’yı, Toroslar’ı, Orta Anadolu’yu dolaştı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu’da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı Devleti ile savaşlarını duru ve yalın bir dille yansıttı. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesiydi. Dadaloğlu Anadolu’nun halk şiiri geleneğine damgasını vurmuş en önemli sanatçılardan biri olmuştur. Osmanlı Devleti’nin göçebe olan Avşar, Karsantı, Sırkıntı, Bozdoğan, Kırıntı, Berber, Menemenci gibi Türkmen aşiretlerini yerleşik hayata geçirmek için verdiği uğraş, yer yer başkaldırılara ve çatışmalara neden olmuştur. Dadaloğlu’nun şiirleri, yerleşik yaşama geçmek istemeyen Türkmen aşiretlerinin çığlığı ve sözlü tarihi sayılabilir. Mezarı Kırşehir‘ in Kaman İlçesi’ndedir. Biter Kırşehir’ in Gülleri Biter adlı türkünün söz yazarı olması, mezarının Kaman’ da bulunduğunun bir ispatıdır. ....................................................................................................... )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-13-)(-)(-)( Seven sevdiğinin anlar dilinden Küçük bir tebessüm göz ilen gelir Boş boş söylese de bir mana vardır Anlar buluşmaya söz ilen gelir Sözünden bir ibret alınsın deyi Gülizar içinde salınsın deyi Nereden geldiği bilinsin deyi Gittiği yolundan iz ilen gelir Gün olur bir sevda gelir başına Bazen zehir katar tatlı aşına Tutulup güzelin kalem kaşına Gönlünde bir avuç köz ilen gelir Güldükçe yüzünde gamzeler açar Seven yiğit ise kendinden geçer Gönülden sunulan bir bade içer Bazen de ilkbahar yaz ilen gelir Yeni olgunlaştın henüz çığ idin Amma yiğitlikte koca dağ idin Yeni sevdalanan böyle yiğidin Cananı yanına naz ilen gelir Bülbül’ün çilesi güle zâr ise Sevdanın gömleği ataş nâr ise Güzelinde meyli onda var ise Koşarak uçarak haz ilen gelir Lüzumsuz unutmaz böyle dostunu Karşıdan bakınca anlar kastını Muhabbet bağına serip postunu Elinde inleyen saz ilen gelir Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |