TEKTANEM
Hayat isimli çınar, içten içe çürüdü;
Gittiğin günden beri sulamadım tektanem... Hicranın uygun-adım şafağıma yürüdü, Geceyi güne gamsız ulamadım tektanem... Mevlâ seni yarattı, doğumdan hikmet kaptım; Bir ’’kulluk’’ hakkım vardı, yaradanına taptım. Yalnızlığa otuz yıl evsahipliği yaptım, Sende bir gün misafir olamadım tektanem... Varlığın, hayatımda tutunduğum son daldı, -Tektanem-din, ve gittin! ’’Tek’’lik yadigâr kaldı. Ahvâlimi görenler kendince ibret aldı, Ben bu kıssadan hisse alamadım tektanem... Adresin dipsiz kuyu... Söyle yer mi yarıldı? Gittiğin gün tebessüm dudağıma darıldı. Mutluluk denen sazın son teli de kırıldı, Ozan olup vuslatı çalamadım tektanem... Asırlarca sevsem de, uzak kaldım çağından; Yol bulup geçemedim nazlı gönül dağından. Merhamet yoncasını, özge irem bağından Ne kadar uğraştıysam, yolamadım tektanem... Saadet takvimimde hicrî yüzün ezelken, Efkârı sebil ettim hizmetime özelken. Zamanı geldiğinde ölmek bile güzelken, Gidişinde güzel yan bulamadım tektanem... Ali Erdinç |
Gidişinde güzel yan bulamadım tektanem...
....
Yakışmıyor gitmekler...
TekTANEM...
Yüreğinize sağlık...