TAKVİMLERDE YOKLUĞUNYüzünü hüzne gömmüş bir geceden düştüm ben şehrine Her yanımız yara bere. İçinde senin olmadığın bir şehirde Hiç saymadım kaçıncı gecedir? Ve hangi mevsimindeyiz sensizliğin? *** Telafisini yapamadığımız sevdaların, Kavuşamadığımız günlerin tarihini gösteriyor takvimler. Her yaprağına yokluğunu dizelemişler. Sensiz gecelerde üstüme doğacak nice dolunayları, Kokuna hasret gecelerin imsak vakitlerini, Gözlerinle aydınlanmayacak şafakları, Yokluğunda düşecek cemreleri, Kimsesiz çocuk gibi karşılayacağım bayramları… Söylesene, Kaç asır daha geçer bu takvimlerde yokluğun? *** Oysa varlığı düşlenen bir masalsın hep dilimde, Seni her dile getirişimde, Gözlerim bulutlarca ağlamalara gebe, Ben ağlarım; yüreğimde kanar, Sonrası kabuk tutmayan yara olur yokluğun, İşte hep bu yüzden; Her yeni masalda gözlerimi yumdum ben. Gidişini değil de hep gelişlerini düşledim, Sonu hep kavuşmalarla biten nice masallar uydurdum yokluğunda. Nice oyunlar kurdum içimde Ama her oyunumda kendime ebe kimsesiz bir çocuk kaldım ardında. Ayşe Çetiner. |
Gidişini değil de hep gelişlerini düşledim,
Sonu hep kavuşmalarla biten nice masallar uydurdum yokluğunda.
sevi ve özlem...Gül ve diken gibi...ne kadar yalın anlatmışsınız sevgiyi...Kutlamamak mümkün değil...tebrikler...Entellektüel.