Neden suçladın, yargılayıp uzaklaştın!Ne yapmıştım, sessizliğin ahenginde farka koşan bir nefestim Ne vakit ruhum inhisara abat olup, hıçkırıkları bir bir aralasa o vakit yanardım Kimseye yük olmamak için azimle çabalar, nazarlarımı kaçırırdım, hiç anlamadın Biran baktın, alaycı bir tebessümle yüreğime sancıyı bıraktın, kalbimi dağlamıştın Neydi benim suçum, manaya mücerret olmak değildi korkum Sabrın ilgasında, şekliyetten uzak bir vahada nasibin hicran sadasıyla yol alırdım Neyi ne zaman düşünmeliyim ve içinden çıkılması müşkül düğümleri çözmeliydim Buydu be sızım ve kanatin pervazlarında nefes nefese kaldığım hüzünlü adımlarım Bazen özlem duyardım, düşlerin kanatlarında ve sızılarımla Mis gibi kokan çiçeklerin şevki umutlarında, bin bir gayretle öten kuşlar figanıyla Ne gücün vardı ve ne de farkı fark ettiren irfanım yanıbaşımdaydı, kalbim yalnızdı Sessizliğin derinliğinde beklediğim bir umut vardı, bazen ruhumu okşayan senaydı Bizim çocukluğumuz şımartılmaya hiç fırsat bırakmazdı Her nedense vakar ve kemaliyet sükutun vecdinde aranan bir sevdalı yar ve ardı İhsan için, faziletli olmak elbette ki ibratli bir seçim, nefsin terbiyesi edebi esindi Adab-ı muaşeret bilinmezse ne büyük fakirlik ve nasipsizlik olarak dillenen farktı Seni suçlamıyorum, sadece başımı önüme eğip ağırlaşıyorum Öncelikle dinlemeyi bilmek ve tahammül etmeyi becermek hal ehlinin işi olamaz İnsansa eğer manasından yoksun kalamaz, nefsini telakkilerin hışmına bırakamaz Bedelsiz sızlanmak ve yakarmak bir kalp için deva olamaz, aşk haksız yaşanamaz Mustafa CİLASUN |