Şimdi bana çocuk umutlarım gerek, aşkı hiç bilmeyen...
Seni, yazdan bir gece yarısı, şiirlerinin aydınlığında tanıdım
Beklerken, zaman çarkında öğütüldü heyecanlar, ben baş aşağı kaldım Otobüslerin motor seslerine karışan renkli bir uçurtmaydı yüreğim. İpi, senin hiç tutmadığım uzak ellerinde, ben ha düştüm ha düşeceğim. “Tabi ki seni de kıskanalım. Hem de en çok seni kıskanalım” Demiş miydin? Yoksa bir masal mıydı, sen söyledin de ben yazdım. Düşlerim zincirleme kazalarda, haykırışlar kan revan Gözlerinde utançlara saklı sevmeler, Her yanım yapış yapış yalan. Hiç istememiştim itilip kakılan çocukluğumu yeniden Şimdi bana çocuk umutlarım gerek, aşkı hiç bilmeyen Hayır, sözümü geri aldım. Ağlayacağım. Duyma sen. Dinleme beni, yorulma sakın, Biliyorum çok yorgunsun zaten. Sevmelerimi bilmedin… Bırakmadın ki seveyim. Sensizlik, pasaklıydı berbattı, Sevdam uzağında ekşidi, küflere yattı Anlamadın neyleyim Yalnızlığı çirkefe buladım, kana boyadım şimdi, Bana bakıyor karşı duvardan Ve ben… sözümü tutmadım Ağlıyorum hiç durmadan, utanmadan Bırak seveyim, hadi seni seveyim cadı büyüleri bozulsun. Kıskansın sevgimi başımda esen kavak yelleri, Hani karındım ben, hadi bırak ellerim sana dokunup bahar koksun. Bırak seni seveyim n’olursun. Şımartsan beni, nazlansam kalbinin atışlarında Hiç konuşmasam şiir olsam bana uzanışlarında Yollara değil ki isyanım, ya da seni benden ayıranlara Sendeki uzaklar nasıl da yakıyor içimi bilemezsin. |
Sağlıcakla kal üstad.