TAŞ DUVARLARIN ARDINDAN...
Senin hayat dediğin,
Benim külfetimdir, dostum! Geçmiş günden kalanlar tekerrürden ibaret, Mahrum kalmışların hayat hikayesinde. Takvimlere bakmıyorum! İşim de yok saatlerle. Bir meçhulün yolcusuyum! Yüküm ağır, dur durağım yok! Yüreğim, bedenime dar geliyor, Sığmıyorum hiç bir yere.. Bu bedel, emeğime yakışmıyor, dost! Ben yakışmıyorum, bu taş duvarların ardına Dikenli tellere bir dolanmışım ki; kördüğüm Kaçışım yok, kabulümdür! Fütursuzum... Adımı, soyadımı layığıyla taşımayı Burada öğrendim ben, dostum! Etiketimden gocunmuyorum! Herkeste bir ben daha var, görüyorum! Herkesten bir parça da ben de var! İşte.. işte! ben, sırf bu yüzden susuyorum.. Yağmur yağar da; sesini duyarım bazen Toprağa düşen her damladan Kokusu gelir burnuma özgürlüğün Bir türkünün nağmeleri ağlar dilimde Yüreğimde ağlar çocuk, Ben ise; ağlayamam kaybettiklerime Ve, ne vakit, kuşların sesini duysam Ocağımı özlerim dostum! Sokağımı özlerim.. Saksılarını kireçle sıvadığım, Boy boy sardunyalarım, şebboylarım, Üstüne tırmanırken dizlerimi yaraladığım, Dut ağacımın gölgesi uzanır hayalime Sağanak yağmur gibi boşanır hasret Ve ben sırılsıklam boğuşurum kendimle Hiçbir şeyin artık bana ait olmama ihtimali Bir musallat ki başıma Korkuyorum ben! İşte.. işte! ben, sırf bu yüzden Hiçbir şeyi özlemek istemiyorum! ÜMRAN ÇUHACI_TEKİRDAĞ |
Güzel yüreğinize sağlık.