5
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1503
Okunma

Basına yansıyan beyin ölümü gerçekleşmiş Gurbet’le babasının vedalaşma görüntülerinin tesiriyle yazılmıştır.
Dur!
Sargımı okşama
Saat veda vaktini henüz vurmadı baba…
Çiçeğinim solmadım daha, çek içine kokumu
Hüznünün gölgesi düşerken sol yanıma…
Daha yaramazlık yapacaktım.
Köyün son çiti sınırım olsa da,
Nefesim kesilene kadar durmadan koşacaktım.
Kardeşimin saçını çekip ağlatacaktım.
Sonra vicdanım sızlayacak,
Gülsün diye yeniden,
Şirinlik yapacaktım.
Okumayı sökemedim henüz.
Yüze kadar sayabiliyordum.
Hayallerim beşe kadardı oysa…
Bebek,
Üşütmeyen bir kaban,
Bir toka ki en kırmızısından.
Kocaman çiçek desenli fistan.
Ve ayakkabı
En hasından…
Dudaklarım mühürlenirken
Veda buselerinle…
Düşünmedin mi baba?
Kim altını değişecek kardeşimin?
Kim sayacak koyunları ağıla koyarken?
Bulaşığı kim yıkayacak?
Kim sana getirecek suyun en tatlısını?
Kime anlatacaksın
Meleklerin kocaman kanatlısını?
Belki beşiğimi kertecektin.
Belki berdel edecektin
Göğsüme henüz çiğ düşmüşken…
Belki de…
Unutup töreleri
Sevdiğime verecektin…
Bağlayıp belime kırmızı kuşağımı,
Gurbete salacaktın
Gözü sürmeli, eli kınalı
GURBET’ini…
Neler vardı yazgımda kim bilir?
Koyunları kaybedip, dayaktan korkacaktım.
Okumak hayaliyle yanıp tutuşacaktım.
Belki henüz onumda suda boğulacaktım.
Belki kuma elinde, perişan olacaktım
Kocamın tekmesiyle yavrumdan kopacaktım
Töreye isyan edip, yârime kaçacaktım.
Fasit daireden çıkıp, isyan edip düzene
Belki kabuğu kırıp, öğretmen olacaktım…
Baba…
Bilinmedik bir yola salıyorsun kuzunu.
Dur!
Fişimi çekme henüz.
Sımsıkı sarıl bana
Sımsıkı sarıl baba!
Doyayım sigara kokulu soluğuna…
Ellerinin sıcaklığını hissedeyim
Soğurken bedenim…
Makine itmesiyle vursa da kalbim
Nefesim demleniyor ölümün inadına…
İçim ürperiyor baba
İçim ürperiyor,
Melekler gerçekten kanatlıymış.
Uçmayı öğretiyorlar bana…
Cennetin kapısında kavuşmak ümidiyle
Hoşça kal baba…
23.10.2010
Ömer Faruk Yurdagül
Not:Şiiri seslendiren değerli eşim Hazal Karadağ’a teşekkürlerimle.