Babalar ve Oğullar1 artık ölümler bile yetmiyor, ölümler bile artık yaşayanları birleştiremiyor. 2 onur ve biraz da gurur beceriksizlikle birleşirse onlardan acı ve keskin bir yalnızlık doğar... katlanılır gibi değildir yalnızlık boğar ve ol hikaye budur ki; böylesine bir şansızlık oğula bir hayli koyar... 3 Ben hayatta en çok babama üzüldüm Onun Bir türlü gerçekleşememiş Hayallerine / umutlarına Üzüldüm Bir de çaresizliklerine Ve yalnızlıklarına. Bir kirpi yavrusu misali babamın acılarıyla büzüldüm Çoğu zaman sıtma tutmuş gibi üşüdüm Elimden gelen yetmedi Sanki Durmadan küçüldüm / küçüldüm Ben hayatta en çok babama üzüldüm 4 Ben Bu kadar üzülmezdim inanın, Bana bu kadar Ağır gelmezdi ölümü Babamın, Eğer yaşamamış olsaydım Martını ve nisanını şu baharın... 5 Sen gittin Acılarımı içimde dönüştürdüm Ayaktayım Gerçi Kah dardayım Kah sokaktayım Kah ağlamaklıyım Ama Ayaktayım 6 Ne kadar da önemliymişsin meğer, Göçmen bir kırlangıcın sonu olur Yuva yapacak bir yer bulamazsa eğer.. 7 Bir insan ki; Hepsi masum, hepsi doğal Bir kaç şey ister hayattan, Bir hayat ki; Eşiyle dahi bir arada olma saadetini esirger o insandan. 8 Güzel şeyler istedi hayattan Hepsi de doğal şeylerdi Masum şeyler Lakin mutlu olma sanatını bilmiyordu Bir çoğumuzun da bilmediği gibi, Güzel şeyler istedi hayattan Lakin Hayat da ona karşı hoyrattı en azından Çabalamadı da değil hani Ama mutlu olma sanatını bilmiyordu Yakalayamadı bir türlü hayatı yakasından Hiç olmazsa paçasından, Şimdi bakıyoruz sadece arkasından Bir varmış, bir hayalmiş. 9 Kanser hücreleri yayılırken Mesane katmanlarından vücuduna İşte böyle ayakta bir ölüm yakışırdı sana Onurlu Yalnız Ve adam gibi bir adama Kanser hücreleri yayılırken Mesane katmanlarından vücudunun bölümlerine Erime ve bitme meşguliyetinde Ve belki Gizli kalmış bir yaşamın mahremiyetinde Ve de Dönüşü olmayan bir gidişin hassasiyetinde Artık şimdi Bir kitabın önsözünde Ve belki sonsözünde Kimbilir bir salyangozun büzüle büzüle yürüyüşünde Ve de zaman denilen bilinmezliğin bir yerlerinde 10 ölüm sana hiç yakışmadı sen ölmeyecek kadar naif bir insandın koskoca adamdın sürekli ve genç hayaller kurardın bu kadar yaşam düşkünü sen kendin bile niye öldüğünü anlamadın 11 her şeyiyle sen olan tekil yalnızlığını geçmişten bu güne dek ısrarla sürdürdün çoğul hüzünlerinden kendini yarattın artık ölsen de gam yemezsin çünkü öldün yürüdün yürüdün hep yürüdün pervane misali dönüp durdun salt içindeki tekil yalnızlığınla bir bütündün belki bu yüzden yaşlanmadan öldün naif sefalar sürdün naif planlar kurdun belki bu yüzden yaşlandığını hiç belli etmedin çoğul kaygılarından çırpına çırpına ancak tekil bir yalnızlık imparatorluğu kurabildin çoğu zaman şu koskocaman evrende nefes alacak boşluk bulamadın ve boğuldun artık ölsen de gam yemezsin çünkü öldün 12 gidişin gidiş değildi biliyorsun böyle olmazdı bu şekilde gidilmezdi her seyin bir zamanı bir yakışanı vardı insan biraz olsun hissettirirdi gideceğini beklenmedik oldu peki şimdi ne oldu herkes bir yerlere savruldu topu topu kaç kişiydik şunun şurasında yangın yeri gibi kalakaldık acıların tam ortasında |
biliyorsun
böyle olmazdı
bu şekilde gidilmezdi
her seyin bir zamanı
bir yakışanı vardı
insan
biraz olsun hissettirirdi gideceğini
beklenmedik oldu
peki şimdi ne oldu
herkes bir yerlere savruldu
topu topu kaç kişiydik şunun şurasında
yangın yeri gibi kalakaldık acıların tam ortasında
Güzel ve anlamlıydı şiiriniz.
Saygı ve selamlarımla.