Hiç durmamalıyım,aşkı sıdk-ı can ile koklamalıyım!Lisanı hal dile gelmezse kime ne çare olacak Kelimelerin hakkını kim koruyacak, manaya mücrim olmak için ne yapılacak Gün ağaracak, can beklenmeyen vakitte çıkacak, ölüm manidar şekilde anılacak Aşk illaki gönlün olacak ve heveslerden arileşen bir ülfeti sanatı cana yaşatacak Bir bak naşın sessizliğine, ibret ve yetinle Sana vaat edilenler bir miskal olsa bile, aşkın ülviyetinden asla bir taviz verme Arzu ve heveslerini, ruhun serencamından sudur eden kelamaliyetle durma gemle Aç sır perdeni, gönül nişaneni, çile güfteni, secdeyi aşk ile uhteleşen umut meşaleni Kimseler yanında olmayacak,nefsin ne yapacak Unutulan ve ihmal edilen ne varsa bir bir ibretle yeniden vecd ile hatırlatılacak Sanki gün vakitsiz kararacak, haşyet her yanını kuşatacak,o vakit umut ne olacak Dinmeyen bir sızı gözlerini faltaşı gibi açtıracak, keşke demek işine yaramayacak Bir hal çaresi için hali perişanlığın aranacak Nereye nazar etsen bir çare için malalini hasretsen nasıl manalaşacak, korkutacak Aynı hal içinde cedelleşen nefs, nefes nefese dikkat kesilenler vah diyenler bakacak Ne kadar ecrin varsa, ihsan için terennüm ettiğin vakt-i sadık, gün yüzüne çıkacak Aşk; ne canın ve ne de cananındır, halin esin anıdır Hakikate eriştiren ülvi bir zamandır, sine-i sürur içinde anlamlaşan bir bahardır Ruhun ve nefsin mutmain içinde olması için arafı firkattir, sevda içinde hazandır Hicran ile abat olmuş bir salınımdır, hüzün kokusuyla buğulayan bir serencamdır Mustafa CİLASUN |