* Seni Dinliyorum *
Biraz mayhoş, biraz da kederliyim
açelya kokuyorsun zambakların üstünde çağırdım seni duymadın, belki de görmedin ne diyebilirim ki geçmiş zamanlardı çıkan gölgeleriyle seher yıldızına astım saçlarını önce kokluyor, sonra bakışlarını okşuyorum hasretimin Yeniden denedim kapılardan geçmeyi yakıp geçti dili çözülmemiş papatyalarım bütün mevsimler sana doğru ısındı... durdu kazanan sendin şimdi, tenimde soğumuş bir ayaz gibisin öyle bir zemheri ki, dağda ki çobana kan kusturur. Hayallerim terse dönmüş, nankör ve vefasız her yanın arı sokumu kaçışlarına çoğaldım kınalı bir çiçek gibi bekle, hayattır, defterler kapanır yüzümüze bir gün bilinmez sırlara karışır ayak izlerimiz oysa, hiç zamanı değildi bu dem yaraları kanatmanın Nuri Dağdelen Özdere-İzmir 14.10. 2011 |
...Ele avuca sığmayan anılarım var mesela ve bu anıları ayakta tutan gecelerim, maviye düşürüp de kurtarmaya çalışmadığım sessizliğim, üç oda bir salon yalnızlığım,gitmelerim, gidemeyişlerim, çakır keyif sarhoşluğum....birini ansam digeri alınır belki ama dokunmaya kıyamadığım özlemlerim var. Öyle derin, öyle taze, öyle yaşlı kimi zaman.....
Fazla düşünmeye gerek yok, şu an nerede olduklarını bilmediğim, merak da etmediğim, el sallayamadan gönderdiğim vedalarım var. “Ayrılık ateşten bir gömlekmiş” Üstümde taşımaya gerek yok, gardırobu açtıkça üzerime yürüyen renkleri var.
Hayır, lütfen bana “aşk nedir?” diye sormayın., inanmamak için ciddi sebeplerim var. Onu yazdığımı ve çağırdığımı biliyorum, belki de ulaşamadığım için inançsızım bu kadar. Yine de sormayın lütfen, dilimin ucuna kadar gelip de haykıramadığım isyanım var.
Bugün günlerden ne, kim duyarsızlığını unuttu çantamda, kimin elleri duygularımı ayazlarda bırakan, hangi terminalin gecesinde üşüdü gitmeler...kalmayı bir türlü beceremeyen ayaklarım var. Dünkü çocuk ne zaman büyüdü demeyin, kavuşmaları gördükçe özenen bir yüreğim var.
Yine de olsun, kimse anlamasa da olur, benim anladığım bir sevmek var. Sabun köpüğü gibi yaşanıyor artık her şey, komik gelecek belki ama insanı çileden çıkartan sadakatim var..
Kabullenmesi güç olmayan yorgunluğum var.
Ve bütün bunlarla beslenen, elimden tutan, nefes aldıran, olmazsa olmaz diyebileceğim, yüreğimi otopsiye çıkartan ve beni yaşam adına mutlak ayakta tutan şiirlerim var.
Gerçekten de zormuş mal varlığı beyanı vermek, şimdi anlıyorum çekinenleri. Kimbilir daha neler var yürek altında, üstünde, hanesinde. Bunlara ne zaman sahip oldum, ne zaman birikti bu kadar. Yoksa unutmadıklarım arasında, unuttuklarımda mı var?..
Efendim?..Demek sizler sadece maddi varlığımı öğrenmeyi düşünüyordunuz. Anladım. Peki. Öyleyse söyleyeyim; yazabilmek için kenara ayırdığım, bir kalem alacak param var.
- ne kadar zenginmişim de haberim yokmuş şaşkınlığı –
alıntı....
Değerli Şairim güzel dizelerinizi yürekten kutluyorum Ayrıca sesi sözü emeğide kutluyorum şiire gökkuşağı renkleri vermiş tebrik ve saygılarımla...