Cö/merttiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 10 Aralık 2009’da kendisiyle yaptığım söyleyişiyi de burada da yayınlamaktan yarar var diye düşündüm:
Cömert YILMAZ: ’Çünkü biz: Kan kardeşiyiz ezelden-ebede.’ Sizi dünyası şiirle dopdolu olan Cömert YILMAZ ile baş başa bırakmak istiyorum, okuyun haz duyun edebiyattan... ................................................ meselci: Bu klasik soru olacak, biliyorum ama sormak zorundayım. Zorundayım çünkü Cömert YILMAZ’ı ve öteki Cömert’i tanıtmak gerek sizi takip eden okurlarınıza... Evet Cömert YILMAZ kimdir, özgeçmişinizi alabilir miyim? Cömert YILMAZ: --- Öncelikle böyle bir çalışma yürüttüğünüz ve sitedeki dostları tanıtma söyleyişlerinize beni de kattığın için sonsuz teşekkürlerimi bildirmek istiyorum... Cömert Yılmaz: 1973 Haymana (Ankara ilçesi) doğumlu. Hayata; eylülde merhaba diyenlerdendir. İlkokul mezunu bile sayılmazken, kendisini şiirle-edebiyatla iç içe bulmuştur. İşçidir ve alnından dökülen her damla ter ile zulasında biriktirdiği şiirleri sırılsıklam ederek geçiyor hayatın içinden. Bu yüzden ıslaktır harfleri . Konuşurken dudakları titrer . Korkudan değildir, birilerini incitmekten, kırmaktan çekindiği içindir. Kendi kırgınlıklarına aldırış etmeden ağır-aksak yürüyen emekçi bir kalemdir ... Ve ben hiç öteki biri olmadım! Bugüne kadar hiç rumuz kullanmadım. Kendimi, aslımı hiç saklama gereği duymadım. Beni iyi tanıyan bir dostum; şöyle der! ‘’sen yazdıklarının aynısısın/kendini yazdıklarına yansıtan adam’’ meselci: ’Herkes tellere doğru bassa... dünya; sazı hep güzel çalardı’ Bu sözü sayfanızda Kendisi Hakkında Yazdığı bölümünüzden alıntıladım. Dikkatimi çekti, neden bu sözü oraya asmak istediniz Sayın YILMAZ, bir parantez açar mısınız bunun için, sizin için anlamı ne? Cömert YILMAZ: --- ’’Ezelden’’ şiirime yorum yapan çok sevdiğim ve değer verdiğim bir dostun yorumuydu. ‘’ tellere doğru basılsa dünya sazı hep güzel çalardı bence’’ demişti. Ben başına –Herkes- sözcüğünü ekledim. Ki doğru olan, asıl olandı buydu. –Herkes/Hepimiz…- Üzerimize düşeni layıkıyla yerine getirebilmektir. Sevgi, saygı ve hoşgörü karşılıklı olmalıdır. Sabır göstermeli, tahammül edebilmeliyiz birbirimize... O şiir, benim için insanları biraz daha iyi tanımama sebeptir. Kurgulanmış, hayal ürünü şiirleri yere-göğe sığdıramayanların. Yaşanmışlıkları ve hayatın sancılı yanını kaleme aldığım için nasıl sırt çevirdiklerinin bir nişanesidir. meselci: Şiire sarılma serüveniz, nasıl başladı? Şiir mi çağırdı sizi kendinize, yoksa siz mi şiirin ellerinden tuttunuz? Şiir’in yüreğinizde dalgalanan tanımı ne? Cömert YILMAZ: --- Garip bir duygu ve ben bu garipliği seviyorum galiba. Okuma-yazma (hatta Türkçe dahi öğren(e)meden henüz) bilmeden şiirle tanışmak. Şiirin hayatıma girişi annemin ‘’lori lori’’ sesleri kulaklarıma dolarken başladı, şiire merhaba deyişim. ben büyüyünce şairlerin tırnağı olacağım, nasırlı yürekleri kaşımak için dediğimde kızardı öfkesinden deliye dönerdi, dünyayı dişlerinin arasında sıkardı düşlerimi döverdi babam, tekme tokat kırılırdım annem kan ağlardı, hayallerim yakılırken hiç uğruna şizofren isteklerimi kınamazdı, her şiirle yeniden girerdim kalbine. (şairlerin tırnağı, şiirinden alıntı) Anlayacağın, biraz ben şiirin elinden, biraz şiir benim elimden ama en çokta annem ikimizin elinden tutarak büyümeye çalıştık. meselci: Şiir’de hedef koyduğunuz amaçlarınız ne-ler? Şiire bir kurtuluş reçetesi gibi mi bakıyorsunuz, yoksa bir hobi olarak mı bu güzel dalla ilgileniyorsunuz edebiyatın? Cömert YILMAZ: --- ‘’ Şiire bir kurtuluş reçetesi gibi bakmak’’ Şiiri ticaret amaçlı yazmaya başlayan insanlarla (onlara şair demesem kızarlar mı acaba?) doldu. Biz biliriz ki yiten ozanların bir kağıt ve bir kalemden başka bir şeyleri yoktu, şiirlerini bize miras bırakırlarken... ‘’Artık kimse şiir kitabı almıyor, herkes kendi şiir kitabını çıkartmakta’’ derken yazar, ne kadar haklıymış meğer. Şiire bir hobi, bir merak, yada heves olarak bakmıyorum. Daha çok –tutku- diyorum ki her geçen gün biraz daha büyüyor şiirle aramızdaki aşk… İlk saydıklarım anlıktır gelir-geçer. Şiirde bir hedefim! Elbette var. Ama bu şiir kitabı filan çıkartmaktan öte bir şey bu. Bu şimdilik bende saklı kalsın, ne dersin sevgili meselci kardeşim… Düzenli olarak takip ettiğim 3 tane edebiyat dergisi var. Tabiki bunların yanında bol bol kitap okumak. meselci: Edebiyat’ta gelmek istediğiniz bir nokta var mı, varsa bunun için temel atmak, alt yapınızı oluşturmak için ne gibi kaynaklardan(yazarlardan-şairlerden) besleniyorsunuz? Cömert YILMAZ: --- Edebiyat’ta gelmek istediğim bir nokta var mı? Bir şeyler üretmek, insanlarla bir şeyler paylaşmak elbette küçümsenmeyecek bir duygudur. Edebiyatdefterine üye olurken, amacım daha çok yazı ve öykülerimi paylaşmak adınaydı. Burada ki yazıları ve öyküleri okuduktan sonra, bu yönümün zayıf olduğunu fark ettim. Sanırım biraz daha zamana ihtiyacım var. Hazır olduğunda öykü ve yazılarımı da mutlaka paylaşmak isterim. Fakat! İnsanlara bir şeyler verebilmek. Bunu şiirle daha iyi ifade edebildiğime ve empoze ettiğime inanıyorum... Şu yazarları-şairleri seviyorum, şunları sevmiyorum diye bir ayırım yapmak istemiyorum. Zira her okuduğumdan bir şeyler öğrenmek, her yazarın hayata farklı bakış açısı var. Hepsinden ayrı ayrı faydalanmak gerekir... meselci: Bir şiiri yazmak için ne kadar sürenizi ayırıyorsunuz, demlemeye bırakır mısınız diyeceklerinizi, söylemek istediklerinizi? Cömert YILMAZ: --- Cömert Yılmaz; kalemi eline alıp, şiir yazmaya başlayan biri değil. Boş vakitlerimden ziyade, daha çok dolu vakitlerimde şiir yazmak ve yazdıklarımın üzerinde sürekli çalışmak beni mutlu ediyor. Mutlaka emek olmalı, ter akmalı. İyice demlenmeli ki keyfine varabilmeli okuyucu. Ve en çok korktuğum durum. Yazacağım tek bir dize dahi acaba okuduğum herhangi bir yazıdan/şiirden mi kaldı aklımda diye sürekli araştırma gereği duyarım. Ki dişlerimin gıcırtısına en büyük sebeptir -emek hırsızlığı-... Bir şiiri yazmak, bazen 1 ay’da tamamladığım şiirlerim olmuştur ki zaten çok sık şiir yazıp-ekleyen biride değilim. Az ama öz olmalı. Bu yüzden olsa gerek hep azınlıktan yana oluşum. meselci: Hangi şair döneminde yer almak isterdiniz ve onunla dost olarak yaşamak isterdiniz? Cömert YILMAZ: --- Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Ömer Hayyam, Halil Cibran, Fuzuli, Nazım Hikmet Ran, Necip Fazıl Kısakürek, Tevfik Fikret, Ahmed Arif ve daha pek çok şair… Şöyle bir baktığımızda ölümlerinin üzerinden yıllar hatta asırlar geçmiş ve hala eserlerinden faydalanıp günümüzde okuyup, aklımızda tutabiliyorsak. Bu büyük şairlerin hangisini birbirinden ayırt edebiliriz? Mutlaka birinin zamanında yaşamayı çok isterdim. Ama günümüzde de iyi şairler yok değil hani. Özellikle genç kalemleri sıkça takip etmeye gayret gösteriyorum. İlerde bir gün bunlardan birisi neden edebiyat dünyasına adını yazdırmazsın. meselci: Güneydoğudan göçe zorlanmış zamanın sürgünlerindensiniz... Kürtçe ile aranız nasıl ve şuan gündemde olan Demokratik Açılım için söylemek istediğiniz birkaç cümle var mı? Cömert YILMAZ: --- ’’zamanın sürgün göçebeleri’’ evet. Doğru bir deyim. Asimile olmak için dağıtılan bir halk. Oldu mu? Her gün biraz daha güçlenerek özüne sadık kaldı bu halk… Kürtçe… Hiçbir şiirimde ‘’Kürt ve Kürtçe’’ kelime geçmemesine rağmen söylemediklerini bırakmadılar yahu!!! Yinede tüm bunlara rağmen seviyorum Kürtçeyi ve Kürtçe konuşmayı. Ama ille de insan ‘’kardeşiz’’ dediği halkın diline yıllardır süre gelen nefretinden arınıp, hoşgörü ve saygı çerçevesinde yaklaşamaz mıydı? Birbirimizi içimize sindirmeliyiz artık... Yadırgamadan, yargılamadan ve ayıplamadan tek harfi… Çünkü biz: Kan kardeşiyiz ezelden-ebede. Bunu kimse inkar edemez, etmeye de gücü yetmez… ‘’ Demokratik açılım’’ mı dedin? Keşke daha sağlıklı yürütülse bu süreç. Ve altını çizerek söylüyorum. Şiddete, teröre ve yakıp-yıkmalara kesinlikle karşıyım.Hiç bir zaman tasvip etmedim, etmemde... Hele ki içinden geçtiğimiz bugünlerde herkes biraz daha sağduyulu olmalı ve katiyen tahriklere kapılmamalı. Hani şu siyasiler birbirlerini yiyorken, bizler halk olarak daha duyarlı ve daha soğuk kanlı olmak zorundayız. Aynı kıbleye yönelen ve aynı secdeye alnı değen insanların birbirinden nefret etmesi ve kin dolu gözlerle bakmasına bir anlam vermedim bugüne kadar, hiçbir zaman da veremem… meselci: Hayat ile ilgili bir soru sormak istiyorum size, size hayatı düzeltme görevi verilse, dünyayı nasıl bir hale getirmek isterdiniz? İnsanlığın geleceğinden endişe ediyor musunuz? Cömert YILMAZ: --- Öncesi ve sonrası her zaman olması gereken ‘’ahlak’’ diyorum… Her dönem yeni bir hastalık t/üremekte. Geleceğinden endişe etmek? Şimdi içinde yaşadığımız –an- bile tehlikeli bir boyutta değil mi zaten?.. Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde baktığımızda insanlığın ne kadar çok ve çabuk tükenmekte olduğunu gör(e)memek elde değil. Asan, kesen... birbirini doğrayan, birbirini vuran insanlar(!) Aile içi şiddet, trafik ve daha nicesi.Sahi meselci kardeş! Nereye gidiyor bu insanlık? meselci: Aşağıdaki kavramlar(soru işaretli olanlar) sizin için ne gibi ifadeler içeriyor? Cömert YILMAZ: Bir çırpıda okuduğunuz(beğendiniz) bir şiir? --- Okuyacağım şiiri ‘’bir çırpıda’’ geçiştirmem. Beğenmişsem mutlaka iliklerime kadar hissetmişimdir şiirin büyüsünü. ‘’Binbirinci gece’’ namı diğer ‘’Hancı’’ Bekir Sıtkı Erdoğan. ‘’Hasretinden prangalar eskittim’’ Ahmed Arif. Takla atan Mardin Güvercinleri? --- Mutlaka canlı olarak görmek istediklerimden. Belki bir gün sevgili meselci bizi davet ederse neden olmasın.Ya da! Aspendos mu(Faik Danışman) davet eder artık bilemem. Dilinize plesenk olmuş şarkı sözü ve yorumlayanı? --- ‘ ’Kine Em’’ Şiwan Perwer. ’’odam kireç tutmuyor’’ Ahmet abi (Kaya). Kış mevsimi ve kar taneleri? --- Biraz hüzün/biraz sevinç. Nedense aklıma hep çocukluğum gelir. En büyük kıskançlığınız(bu soru genel anlamda)? --- Elbette sevdiklerim… Size acayip keyif veren özellikleriniz, üç madde şeklinde alsam? a- Sürpriz yapmak bana müthiş keyif veriyor. b- Yalnız başıma yürüyüş, ruhumla baş başa kalmak ve yüreğimin sesini dinlemek. c- Çocuklarla eğlenmek. Sevdiğiniz renk? --- Kırmızı. Ve edebiyatdefteri.com’da miNa rumuzlu Mine GÜLTEPE Dost-umuz? --- Mine Gültepe! Biliyor ve inanıyorum ki ben şiir yazmazsam kesinlikle yazdıklarımı okumaz ve yorum yazmaz. Şiirin peşinden koşan bir ‘’yürek işçisi’’dir.Şair isimleri değil, şiir okuyan bir edebiyat aşığıdır. Samimiyetine riya karışmayan kaç kişi varsa aramızda! Onlardan biride miNa’dır(Mine Gültepe). meselci: Sevgili Cömert Dostum, gönül kapılarınızı bize açtığınız ve içinizden geldiği gibi sorularıma yanıtlar verdiğiniz için size minnettarım.... Cömert YILMAZ: --- Bu güzel çalışmanız için ben teşekkür ederim Sevgili meselci kardeşim. Sağlıklı bir yaşam ve başarılarla dolu bir ömür diliyorum.Ama ille barış ve huzur dolu günlere… Selam ve saygıyla. 10.12.2009 ...............................................BİTTİ................................................. --- Cömert YILMAZ’a... /hayatın içinde atılgan bir yapıydı engin görüşlüydü /ve yaşamın ortasında ’ben buradayım’ diyen (u)mutlu sesti çaresizlere/kimsesizlere adam gibi adam sıfatında kefil adresti/ ..................................... Mehmet Selim ÇİÇEK 13 Ekim 2010,,,23.38 Mardin |
Uzak bir yerlerdeki derin, bereketli, geniş bir kuyudan su çekmişsiniz.. pırıl pırıl.., dualı kuyu. Alın işte bu şiiri de kıskandım : )