0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1508
Okunma

değişmiştir saçların...hep öyle zifiri kalacak değil ya...
ve gözlerin çekilmiştir yuvalarına...parlamazlar bir daha...
ellerin, onlar nasıl acaba ? utangaçmı yine ?
şuan neler var üzerinde?
siyah bluzun eskimiştir heralde ....ve o kırmızı rujun...unutmam ölsemde
bu saatlerde hep kahveni yudumlardın, değişmediyse ağız tadın
elinde kumandayla sızardın, yoksa şuan bir karışanın
belli aralıklarla kalkardın her gece, uyku tutmazdı nedense
önce dolabı kurcalar, sonrada dietini hatırlardın...
biraz dolaşır, bolca hayıflanır, tekrar gelir baş ucuma yatardın...
sabah ise takvim yapraklarında adımı arardın...
ekşi bir odada, mayhoş gözlerle daldım yine hayaline...
hadi kurtar beni ömrümün şerbeti...
ipek geceliğinle süzül yine sızdığım kanepeye...
ıslak öpüşlerinle geçir suzuzluğumu..muhtacım cennetine...
hangi coğrafyadasın bilmemki?
eyy güzel, mevsimin nedir?
aynımıdır zamanımız?
aynımıdır ülkemiz? hatta şehrimiz...
uzaklığının boylamı nedir, enlemi nasıldır?
hangi pusulanın yönüsün ?
güneymisin,kuzeymi? doğu yada batı mı?
sen her hangi bir yolun tozu
ben, kızılımsı bir ateşten süzülen duman
geliyorum yanına, karşıla beni
yönün nedir sevgili ...?
UĞUR KÖKSAL