HUYSUZ İHTİYARGençliğin kıymetini bil sonra dövünürsün boşa Fırsatları değerlendir günlerini dolu yaşa Nasıl oldu anlamazsın ihtiyarlık gelir başa İş işten geçtikten sonra başını vurursun taşa Önce dişlerin dökülür ekmeği çiğneyemezsin Ağzın hep kapalı durur doyasıya gülemezsin Gözlerin de seni satar gözlüksüz yürüyemezsin Evde çoluk çocuğunu ayan beyan göremezsin Beş basamak merdiveni bir solukta çıkamazsın İkide bir başın döner yaslanacak yer ararsın Gece romatizman tutar deliksiz uyuyamazsın Sabahları yatağından uzun süre kalkamazsın Bembeyaz olmuş saçını yolup da atmak istersin Yüzündeki kıvrımları sakal bırakıp örtersin Bumburuşuk gerdanını hazine gibi gizlersin Yazın ortasında bile boğazlı kazak giyersin Beynin çok yavaş çalışır hayal bile kuramazsın Öğlen yediğin yemeği akşam hatırlayamazsın Kulakların sağırlaşır çabuk algılayamazsın Sana söylenen her şeyi iki tekrarda anlarsın Yediklerin hep gaz yapar sık sık karnını tutarsın Etrafı kolaçan edip fırsat bulunca salarsın Belini doğrultmak için uzun bir kuşak dolarsın En son ne zaman çalıştı asla hatırlayamazsın Alınganlığın çekilmez her şeyi tersten anlarsın Birdenbire sinirlenir gördüğünü azarlarsın Huysuzluk sana yapışır her lafı kaldıramazsın Gençler sana savaş açmış saldırıyorlar sanırsın Bazen yaşamak yük gelir gözlerin toprağa bakar Ölsem de kurtulsam dersin nefes almak bile yorar Azrail’le dost olursun ikide bir gelir yoklar Maç çoktan sona ermiştir bunlar artık uzatmalar Gençliğin kıymetini bil sonra dövünürsün boşa Fırsatları değerlendir günlerini dolu yaşa Nasıl oldu anlamazsın ihtiyarlık gelir başa İş işten geçtikten sonra başını vurursun taşa Ali ATA |
HEPİMİZ ÖLECEĞİZ
BUNLAR KAÇINILMAZ SON
HER YAŞIN BİR GÜZELLİĞİ VAR
SAYGILARIMLA EFENDİM