Yoksun
Kanlakarışık yağmur yağıyor parçalı acılı gözlerimden
Yine de yetmiyor kurak yüreğimin çatlaklarını gidermeye Sustuğun her yerde ya heyelana uğruyor yürek Ya da çığ düşüyor sana varan tüm yolları kapatacak kadar büyük hasarlar bırakarak Ve altından enkazına rastlanıyor sana mıhlanmış gözlerimin Gözlerim, sensiz birer ölü güvercin... Gidiyorsun ya Hayatı yaşanılır kılan her şey akabinde takip ediyor seni Köhne bir zamanın yalnızlığı siniyor yüzüme Karanlık, en kara nöbetini tutuyor yüreğimin kapısında Ben kendi fikrimin hapsine düşüyorm Ve dilim buz tutmuş... Ne maviyi mavi görüyorum sensiz ne de yeşili yeşil Deniz ve gökyüzü uçsuz bucaksız bir karanlıktan ibaret Baharın da farkı yok diğer mevsimlerden Suskunluğunun kara örtüsüyle örülü her yer Ve sustuğun her yerde yalnızlığın tiz çığlığı kemiriyor kulaklarımı Bu şehir tüm anlamlarını yitirip bir yas çadırına dönüşüyor şimdi... Sensizliğin barut kokusu yayılıyor bedenime Elim uzandıkça sonsuz bir boşlukta buluyor kendini Ben yine de her kavşakta sana dönüyorum Nafile Benzi solmuş ayak izinden başka bir şeye rastlamıyor gözlerim Yankısı yok sesinin ama çığlığı büyüyor sessizliğin... Yoksun Öylesine yoksun ki, dağılıyor her yanım Öylesine yoksun ki, soğuyor tende kanım... |
Hüzne boğuyor geride bıraktıklarını ve dolu dolu, güzel şiirler yazdırıyor ...
Kutluyorum Şair, doğru yoldasınız, nicelerini okumak dileğimle.
Saygılar