Günebakan Mezarlığı,,Günebakan mezarlığın dolandım, Ne atalar, ne ecdatlar var orda, Eskilerin ismin, gördüm de andım, Ne bir haber, ne de selam var orda. Selam verdim, ehli gubur halkına, Kur’an ile başladım ben, telkine, Halleri ne acep, şimdi gör ki ne? Ne bir gelen, nede kelam var orda. Senelerdir niceleri göçmüşler, Hepiside ayrı mekan seçmişler, Dünyada ki serlerinden geçmişler, Ne bir gören, ne de bilen var orda, Bir of çektim, kelamıma başladım, Mevtaların gönüllerin hoşla dım, Ayrılırken selam ile çoşla dım, Ne bir gülen, ne de şölen var orda. İki taş mı oldu, dünyada yerin, Belli olmuş dünyada ki kaderin, Mezarın yufkamı? yoksa ki derin, Ne bir alan, ne de veren var orda. Toprak olmuş, çürümüş ya bedenler, Geri gelmez ahrete gidenler, Cezasını çeker zulüm edenler, Ne bir zalim ne de âlim var orda. Sonsuzluğun kapısını açmışlar, Hepiside bu dünyadan göçmüşler, Ya cehennem ya da cennet seçmişler, Ne bir diyen nede yiyen var orda. Her birisi akrabayla yatıyor, Duygu seli oluk oluk akıyor, Sağ olanlar ibret ile bakıyor, Ne bir yiyen ne de içen var orda. |