AŞK ll
Hiç kimse aşkları kolay sanmasın
Mecnun’u çöllere, düşüren de aşk. Aşkı tatmayan hiç, kimse kalmasın Ham iken Yunus’u, pişiren de aşk. Bir acayip güç o; içten, derinden İnsanı titretir her bir yerinden. Âşığı alıp da rahat evinden Ferhat’a dağları, aşıran da aşk. Öyle bir durum ki; karma karışık Sevende sevilende buna alışık Çoğu zaman küs, bazan barışık Fuzuli’nin yolunu, şaşıran da aşk. Binlerce insanı yârinden edip Onların eline silahlar verip Aşılmaz dağları düze çevirip Mehmet’i toprağa, düşüren de aşk. Sabrede sabrede gönül taş olur İsyan eder bazan, bazan baş olur Aşığın gözünde her dem yaş olur İnsanın sabrını taşıran da aşk O bir tek kelime, o bir tek hece İnsanın içinden çıkmaz her gece Cevabı olmayan zor bir bilmece Âşığı aşkından, geçiren de aşk. Cevabı bilinmez sorular gibi İçine girilmez, korular gibi Pavyondaki fettan, karılar gibi Her gece Hayyam’ı, içiren de aşk. Bazen uhrevî bir amaç uğruna Hançeri, kılıcı sokup bağrına Cevap veren olmaz, bazan çağrına Hasan’la Hüseyin’i, göçüren de aşk. Cennet’le Cehennem gelip gözüne İnanarak Hak’kın Kutsal Sözü’ne Son nefeste olsa, dönüp özüne Mü’mini Sırat’tan, geçiren de aşk. |