Güz Akşamlarında Sarıl Bana
Güz serinliği düşmüş üstüme
Çiğ yağmış omuzlarıma Ve ürperten asi dalgalar Şimdi Üst üste vuruyor sığlığıma Korkmuyorum üşümekten Bir kez daha dayanamam sensizliğe Sarıl, sarıl bana üşüyorum Bilirsin değil mi Güz güneşi mütevazidir Cazibelidir aranır ya Yanağında gamzen gibi Ben ışığında sana karışırım gözlerimi gözlerine Hapsettiğimde ….. Usumda yaşamın her rengini Bulurum! Gök kuşağının tüm renklerini Sen geçen Sevi geçen Üzüm karası bir çift göz Özlem saçan ,Hasret kokan Ve şimdi!... Masalımsı şehir kaldırımlarında kurulmuş tek ayaklı Üzerinde ,isli şamdanlı masalarda Binlerce aşığın sevda izdüşümü çizgilerde Hepsinin ayrı olsa da hikayeleri Özlemleri aynı Ve Vuslatsız göz yaşları… Siyah beyaz Tanıdık resimlerde Hep aynı izleri görüyorum Beyaz düşlerine al beni İki yürek tek bedende olsun gör beni, çöz beni, sez beni Sezmeyince …. Üşüyorum Dolunayın vakti şimdi gök kubbeden hüzün yağıyor gecelere. Susuyorum!... Sigarasız kalmış bir tiryaki gibiyim Sensizliğin sancılarındayım Bağlandığım vazgeçilmezim Bunu fark ettiğim zaman İşte o an, benliğimin elimden kayıp gittiğini Rüzgarla birlikte uzaklara uçtuğunu Şans eseri olsa bile geri gelemeyeceği zamanı Düşlersin!..Ya,,.. yakarsın bir cigara An ölür ya! can da ölür Gecenin simsiyah vaktidir şimdi… Sokul bana…. ...........Üşüyorum Gölgenle yürümekten yorulursan Zamana yenilmeden Yanımda ol, GÖZLERİNİ Yummadan Elimi tut , sadece sokul döşüme Hep bende kalsan Yar Saç tellerin üşümeden şakaklarında Son güz akşamlarının birinden firar eyle bedeninden Maral gözlerini kaçırmadan Bir gülücük yolla yüreğime Ve ben her yürek atışımda bir kez daha Senin olsam Yarama melhem olsan Ve Sen olsam… Kuruyan leblerine Kerbelada su olsam Susamasan!... Susmasan… Sen susunca… ....... ben üşüyorum… |
Kuruyan leblerine
Kerbelada su olsam
Susamasan!...
Susmasan…
Sen susunca…
....... ben üşüyorum
TEBRİKLER KARDEŞİM YÜREKTEN
SELAM VE DUA İLE