Dondurucu ayaz da,
Kar çiçekleri sıcaklığıyla,
Bir kalp çizdim oltu taşına..
Vatan yazdım üzerine, inadına..
Boynu bükük sevdamla..
Erzurum’da..

Kar, kar dolaşmak yürek serinliğine,
Layık olmak için yüce sevgiye.
Hiç erimesin dağlarında kar..
Fahriye abla kadar sıcak yar,
Hatta bin beşyüz basar,
Munzur’un istediği helva tadında..
Erzincan’da..

Kurban olam madımağına,
Senin suçun yok şehrim, leke koymam adına,
Kırılası kara eller, kıydınız canana,
Kervan, kervan akar yürekler sana,
Sızır şelalesinden sızdım, sevdama..
Sivas’da..

Çivi gibi bedenlerdeyim Zeus’da..
Efeyim ya..
Aldırmam sıcağa, soğuğa..
Ölümüne sevda, Kuşadası’nda..
Deniz, deniz olmuş yüreğim,
Mertilğim; kimliğim.
Aydın’ da..

İki göz vermişim sana sevda,
Kör oğlu diyarında..
Kim takar Bolu beyini,
Sür atını üstüne, incilerin dökülmez,
Kaybedeceğin iki göz, o da sen de yok.
Yükselt sesini, kalma suskunca,
Bolu’ da..

Dellenmiş yüreğim,
Katmışım ana vatana,
uzak kalma sevdama..
Amik ovasından sal aşağı kendini,
Habib Neccar’ın arızalı yüzeylerine..
Arıza görsün dost, düşman,
Humus tadında,
Antakya’ da..

Hüzünlere, sevinçlere,
Nemrut dağında sevdamla..
Rivayetten anlamam,
Mistik ya da, okült yaşam,
Kardeşliktir yaşayan..
Can, can da..
Adıyaman’ da..

Ala, kaymaklı dondurmam,
Sana da toz kondurmam,
Bir daha yaşanmasın katliam,
Sütüyle yıkadım yüreğimi dondurmanın,
bembeyaz..
Yaz kahramanıma yaz,
Fransız’a, İngiliz’e pabuç bırakmaz,
Nasıl üşümesin sevdam, hava ayaz..
Maraş’da..

Biliyorum, duyuyorum, görüyorum,
Seni unuturmuyum yovrum..
Gözlerimi yakma, isot isot..
Han topraklarında aç yüreğini dost,
Karşı duruşun, haine olsun sevdama değil,
Karayılan türküsünü duyar gibiyim,
Antep çeteleriyleyim,
Gaziantep’ de...

Yukarı fırata doğru akmakta sevdam,
Mis gibi kayısı kokusundayım, ne gam..
Bal tadı var adında,
Şiro çayı, büklüm, büklüm..
Kaval sesinde yanık çoban türküm,
Malatya’da..

Sabahattin Ali ve diğerleri..
Buram, buram hatıram zindanın,
Senin ne günahın var en uç burun..
On iki eylülün kara gölgesi karalamaz sevdamı,
Antik çağın, doğan..
kalbimdesin, sevdam..
Harika bir manzara,
Gün gelmiş şeytan olmuşsa da azapda..
Kahretsin... Şeytan bu ya..
Sinop’ da..

Munzur çiçeğim,
Dersim diye yanar içim..
Dağlarında bülbüller öter, sevdam,
Sana uzanan elleri kırsam,
Zel dağından, Düzgün baba kayalıklarına kadar,
Dersim yazsam,
Fırat kadar derin yürek, munzur kadar serin değil,
Yanıyor, yürek yanıyor..
Tunceli’de..

Bir resim çizdim yine, yüreğime,
yarim oldu, sevdam oldu..
Den şilesi tadında,
Boynu bükük kalmasın, Süphan,
heybeti var adında..
Yıkılmaz kalen,
Keledoşmu desem, otlu peynirmi desem,
Çimdir yüreğimi gölünde,
Nasırlı eller de, tırpanla,
Bir başkadır sevdam,
Van’da..

Toroslara yaslasam sırtımı,
Portakal bahçelerinden,
Köpük köpük sahillerine dalsa, sevdam..
Nalet olası rakının acı tadını şalgam suyu ile kesip,
Günün erkenden, buğday başaklarına ışımasına dalsam,
Mersin’de..

Oyy sevdam oyy, diyar diyar,
haykır tüm gücünle, belki yar duyar..
Bazen bir gizem ol tarihlerde,
Bazen bir deniz ol dizelerde,
Aymaya çok mu var daha?
Sevdam nerde?

MEHMET FİKRET ÜNALAN