Üsküdar... Üsküdar...Beşikten mezara dek, hayat bölüm bülüm, Tatlı meltemle açar Boğazlarda gülüm, Mezarlar bile sürer, yeşil bir saltanat, Şu Karacaahmet’i, ister benim gönlüm. Çizecek ressam mı var? Tuvaller de çok dar, Hangi tabloya sığar, güzelim Üsküdar? .. Gözümden öpen meltem, burası Salacak, Uzatsan, Kızkulesi, eline gelecek. Gözlerime dermandır, güzelim Üsküdar, Görmesem her gün inan, gözlerim solacak. Yazacak şair mi var? Hayaller de çok dar, Hangi şiire sığar, güzelim Üsküdar? .. Şurası Selimiye, şurası da Harem, Hicaz toprağı gibi, muazzez, muhterem. Hayalimde canlanır, Hünkar’ın teşrifi, İşte Sürre Alayı, manevi bir deprem... Benzeyen roman mı var? Masallar da çok dar, Hangi öyküye sığar, güzelim Üsküdar? .. Bağlarbaşı, Kısıklı, Çamlıca Yokuşu, Yukarısı kafdağı, zümrüdanka kuşu, Tepeden masal şehri, akşam günbatımı, O Hisar ve ’Muhammed’, diye okunuşu... Benzeyen rüya mı var? Misaller de çok dar, Hangi masala sığar, güzelim Üsküdar? .. ’Katibim’ Üsküdar’a, verir büyük gurur, Dünyanın kalbi katip, katip diye vurur. Randevulaşmış, tarih, insan ve güzellik, Üsküdar daha nice şarkılar doğurur. Çalacak bir saz mı var? Gazeller de çok dar, Hangi şarkıya sığar, güzelim Üsküdar? .. Ekrem Şama |