Sarıkız Efsanesi
Akşamın karanlığı çöktü Kazdağlarına
Bereket yağar şimdi zeytinli bağlarına Zümrüt gibi görünür yemyeşil yamaçları Aklıma gelir hemen Sarıkız’ın saçları ............. Küçük yaşta annesi dünyadan göçer gider Babası dayanamaz bu köyden gidelim der Düşerler hemen yola Kazdağında Güre’ye Babası çoban olur alışırlar yöreye Çok dindar bir adamdır herkes onu çok sever Namaz ve niyazında hep hacca gitmek ister Sarıkız büyüyüp te güzel bir kız olmuştur Babayı teşvik eder hac yüreğe dolmuştur Kızını komşulara emanet edip gider Gözü arkada kalmaz herkese veda eder Köy delikanlıları talipdir Sarıkız’a Hiçbirini istemez reddeder kıza kıza Dedikodu yayarak hep iftira ederler Bilmem ki vebalini nerde nasıl öderler Baba hacdan dönünce kimse bakmaz yüzüne Yürek bu ya kızsa da söz söylemez kızına. Namus davası olur öldürmektir kararı Kızına kıymak fikri akılların zararı Yaradan verdi canı ben nasıl alırım der Alnıma katil değil biçare yazmış kader Onu dağa bırakır yanında birkaç kazla O Allaha sığınır ibadet eder hazla Etraftan topladığı taşlarla avlu yapar Kazları avlusunda ne kuş ne de kurt kapar Seneler sonra birgün babası haber alır Duyar yaşadığını aklı kızında kalır Sarıkız tepesine giderek onu bulur Yüreğinden adeta nedameti duyulur Kız sevinçten ağlayıp babasına sarılır Babanın üzüntüden yüreciği yarılır Abdest için babası etrafa bakınırken Kız dağdan ellerini körfeze atar birden Su neden tuzlu diye baba merakla sorar Hemen testiyi çaya atar tatlı su arar Yeniden doldurduğu suyu eline döker Soğuk suyu içince içine acı çöker Kız üçlere,kırklara karışıp erdi diye, Baba intizar eder o köye ve köylüye Kapkara bulut çöker bulundukları yere. Bir masum sır olmuştur yönelerek göklere Baba perişan olur tepeleri dolaşır Babatepe’ye gelir orda HAKKA ulaşır Ahali çok üzülür hale gözyaşı döker Hazindir baba kızın sonu yürekler büker Nil şiir yaptı bunu yüreğinden yanarak Yad edelim onları fatihayla anarak NİLÜFER SARP_________15.EYLÜL.2010 Şiirimi okuyan dostlar merak edeceklerdir. Dindar bir babayı kızını dağa bıraktıracak kadar inciten iftira nedir?Ve şairemiz bunu neden yazmamış?Bu öyküyü çeşitli kaynaklardan ve defalarca inceledim.Yöre halkıyla da konuştum.Ama,İFİTRANIN NE OLDUĞU hakkında en küçük bir bilgi bulamadım.Yöre halkı da,kaynaklar da sadece İFTİRA diye anlatıyor. Saygılarımla... KAZDAĞI EFSANELERİ (1) |
yüreğine kalemine sağlık
sağlıcakla kalın