CESET KOKUSU
VE BEN DARMADAĞIN
Ah gözlerim! Buğulu bakışlarınızın ardındaki melali, Bilmiyor hiç kimseler. Ya yüreğim! Her yanın yara bere içinde, Kırık dökük, zorla birleştirilmiş. Görseydiler izlerini, Bu kadar incitirler miydi acaba yine seni? Zavallı omuzlarım! Nerede o dimdik duruşlarınız? Ezilmişsiniz bunca ağırlığın altında. Alnı boncuk boncuk terli; Teni kavruk bir hamal omuzlarım. Sen içimdeki çocuk! Uzun zaman olmuş şekerin elinden alınalı, Dudağın bükülmüş, avuçlarında kırılan oyuncağının parçaları. Hadi yapıştır yapıştırabildiğin kadar. Kaldı mı ki yüreğimden farkı? Ve şimdi bir sebebi bile yok melalimin, Gözlerimde sağanak yağmurların başlaması için, Fırtınaya gerek yok. Karabulutlar mesken tutmuş; Ruhum alabora zaten. Duyuyor musunuz yükselen kokuyu? Itırlı bir çiçek ya da yağmur kokusu değil Ceset kokusu var! İçimdeki çocuk bir köşede ölmüş; Elinde hala kırılan oyuncağı. Faili meçhul... Sessiz Peri 10.09.2010 Saat: 23:45 |