Düş Listesi
adımın üzerinde adın geziyor adım adım
ve ben en içli saatlerde hiç işi gücü yokmuşcasına içiveriyorum bir kadehte seni! dışarda durmaksızın duragelen yağmurlu hava, ve içerde havasızlıktan boğulacakmışcasına kopan fırtına. hangisi daha inandırıcı bilemiyorum bazen; yanaklarını ıslatmadan en içten ağlamalar mı? yoksa kahkahalarından kimse rahatsız olmasın diye içine atmak mı? hani şiirsel bir istanbul akşamında oturup da başbaşa birer kadeh şarap içtiğimizi varsaysak, hatta biraz da fındık fıstık atsak yanına; ve can cana bir sohbeti koyulaştırsak japon yapıştırıcısı kıvamında, yapışsa bize,bırakmasa! sabahı bulsa senle hoşbeş edişlerimiz, sabaha kalsa sevişmelerimiz... ki en serin yaz akşamları değil miydi; senle sevişmek için hayallerimi kovaladığım? hani yorganıma sarılıp da tenini kokladığımı varsaydığım o soğuk kış geceleri? kim saklar ki koynunda, dudaklarının arasından çıkan, içinde adımı barındıran heceleri?.. gecemin üstünde geziyor gündüzünden bir parça güneş, ve bir acı ki nasıl beleş! usulca kar yağıyor temmuzuma; üşümeler keş,terlemeler keş... sarıyor cigarasını yastığımın altında uykularım ve geceler bitmiyor,geçmiyor sensiz! akreple yelkovanın kavgası hiç bitmiyor duvarımdaki saatte, bir o yana bir bu yana salınmalar ve senin hayalin terketmiyor karanlıklarda bile... ama yinede, özlüyorum seni ben; en uygunsuz saatlerde! şimdi ben hiç usanmadan ne diyorum yine; biliyor musun? hani çıkıp gelsen şimdi, kapıyı zorlasan bir hırsız niyetiyle; ve gerekirse ışığı hiç açmadan el feneriyle, bulsan beni, yorganın en ücra köşesinde. hani; bir pazar sabahı öğleye kadar uyumak ümidiyle dolanırken uykularım gözlerimde; çayı demlesen ve benim uyanmamı beklemesen, güzel bir ’günaydın’ ikram etsen çayın yanına... ve çay hiç bitmese! akşamı bulsa kahvaltımız ki akşam yemeği olsa adı, sofrayı hiç toplamasan yanımdan hiç ayrılmasan... ekmeğimi bölüşmeye, en büyük dertlerle cebelleşmeye gecelerce sevişmeye, gündüzlere yüz çevirmeye hatta; seninle bir ömür ağlamaya ve gülmeye, hazırım desem şimdi, seninle yaşlanmaya ve seninle ölmeye ve senden bir ’seni seviyorum’ gelse, yanında da kampanya dahilinde bir küçük gülümseme; ne güzel olurdu... |