Züleyhanın yanık küllerinden...
Yasaklanmış meyvayı severek yedin , tüküremedin
Bitiremedin içindeki sızıyı kan kusarken için Hücrelerini esir almış Yusuf sel olmuş aktın sandın kevserlere Kevserler serab oldu Yusuf gidince kala kaldın yalnız kendinle Uçuştun yangınında küller ordusunda yenik bir tanesin Kalbinle yüzleşirken hangi demde kayıpsın ? Söyle Züleyham ömrünün hangi hazanındasın ? Mazinin bağrındaki ezikliğini kim çekebilir? Susma Züleyham kaçıncı intiharındasın? Ak alnının kara yazısını kim silebilir düşün? Avutamadı hiç bir suret Yusuf’tan kalan hüzünlerini Hangi kalp girdiyse sinene vaz geçti dokunmaktan Zuleyham Suskundur sözlerin şimdi yüreğin uyuşmaz sancılarından Örümcekler kaçar oldu ağlarından gözlerine bakınca Yıldın Züleyham yalnızlık mağarasının mahpusluğundan Hangi resim anlatır Yusufun hayalini unutturabilirdi sana ? Züleyha pişmanlığın yitmez tebessümünse buruk anılarında Kesilen parmaklarına aldırmayışını kim fısıldamaz ölsen de Hangi mısra sevgiye inancına umudu anlatabilir? Hangi sille hangi darbe hasretten daha fazla intikamını alır ki senden ? Hangi ağıdı söylesen fazla yakar bağrını söyle Züleyham Hangi yük daha ezicidir Yusuf’a özleminden ? Hangi diyarlara kaçsan çare bulunur kurutmaya içindeki kuyuyu Hangi suret hangi yürek unutturur sana habibin Yusuf’u Hangi gözleri kapasan da görmez olsalar seni Hangi ağlayışını duysalar inanırlar derinden acı çektiğine Hüznün kırık kanatları seninle ikiz olmuş gölgen gibidir. Bölünür Züleyham gecelerin Yusuf’a bölünür, yine de çaresizliğinle |
Selamlar