yurt sözlüğü // gül kokulu yurdum küflü avuçlarında sakladığın umudun dilinden vuruldum./1 /1 dokundukça, bir isli lamba gibi kararan bahtına, gül (d)okunur kahve kokulu gözlerinde. öptüğüm o altın kaplamalı ayarsız ömründen, parçalanmış gül/üşün düşer gözden çıkarılmış çehrene. bilir misin yurdum seni bir gül gibi koklarken kalbimden vuruldum./2 mavi gülüşlü yarınlarına , Van Gölü’nde boğdurulan düşlerimi yıkadım. faili meçhul sabahlarına, Batman’da intihara savrulan son gül(ü/şüm)ü uzattım. avuçlarında geleceği vurulan, boynu bükük Diyadin, ölüme göz kırpıyor uzakta, sanki düşleri çalınmış bir gelin. bilir misin yurdum seni bir kaçak tütün gibi sararken kollarımdan vuruldum./3 solgun bir bulutun kucağına uzanırken, maviyi siyaha bölmüşüm. ekmeğimi beyaza dilimlerken, son intihar çiçeğiyle sofraya oturmuşum. ve barut kokan kaldırımlarında kendimi şiire sunarken, bir kaçak namlunun yaka numarasıyla vurulmuşum. bilir misin yurdum unutulmuş sözcüklerin dilinden haykırırken sesimden vuruldum./4 dudaklarında acı bir şarkı gibi tekrarlanan, Kürt çiçeğin düşüne, bir Türk gülün yaslı sabahları üşür göğsünde. zamanın ipsiz ve sahipsiz dilinden, sınırlar çizilmiş sevda dolu gözlerine. uzatırken sana ,kayıp düşlü çocuklar ellerini, mayınların eşkıya gölgeleri düşer tenlerine. notası çalınmış bir türkü söylenirken kanatlarında, siyaha teslim edilmiş sesin düşer köylerin üstüne. bilir misin yurdum sana avuçlarımda zap suyunu akıtırken dudaklarımdan vuruldum./5 Ağrı’nın ağrılarına şimdi kim ağlar Konya’nın yasını kim tutar Dicle’nin hüznü yakarken bedenini caddelere sürülür Kızılırmak’ın alevi gel hele yamacıma, gel ! gel ey bedeni şarapnel desenli yurdum bunlar kimden kaldı bize miras… gel hele kurban uzat ellerini, Karadeniz dalgaları Süphan’ın karlarıyla konuşsun biraz. bilir misin yurdum seni bir türkü gibi söylerken sazımdan vuruldum./6 bir dilden çok,yaşama avucunu açar Ceylanlar, sözcüklerini adı konmamış ölümlerden alarak. tenine dokunurken anneler, çöpçülerin süpürdüğü cinayetlere dokunur elleri. mavi gülüşlü çocuklar, mayın benekleriyle oynarken teninde, son turna da intihar eder Van Gölü’nde. avuçlarımıza bırakılan faili cinnetlerin, tutuşurken alev alev, mevsimler tutuşur dilinde. sana gelmek… binlerce suyla yıkanan ateşe göz kırpmadan sarılmaktır. bilir misin yurdum seni bir şiir gibi okurken kitabımdan vuruldum./7 uzakta …ta … uzakta… saçlarını zorba rüzgarlara savurur, Lice bozkırında bacılar. göğsünü kör beyinlerin namlusuna uzatır, toy delikanlılar. gözlerini en sefil yıldıza vurur, elleri duada nineler. Gözyaşları toprağa dokunur Yetmişlik dedeler. küflü beyinlerin vebaline başkaldırır süt kokulu bebeler… bilir misin yurdum düşümü esmer simasına uzatırken boynumdan vuruldum./8 /2 bir dokunursam, gül (d)okunur o yaralı ruhuna. bir kar tanesinin kucağında yeniden halaya durmak, uzanıvermekmiş boydan boya ta İpsala’dan Çaldıran’a. yaşamak denen şey, o kahve kokulu gözlerinle oturup hasbıhal etmekmiş. ve belki de bir cüzamlı ömrün bedenini, sahipsiz bir gecenin dudaklarında sualsiz ,plansız ve soluksuzca barut kokan adamların kollarında çekip öpmektir doya doya. bilir misin yurdum seni bir yudum su gibi içerken tam dokuz kez sırtımdan vuruldum./9 Fesih VURAL |
kutlarım segiyle