Çay Destanı
Semaverin derunu başlar içli besteye.
Bir ışık huzmesidir çağırılan desteye. İlaç olur sineye suyun an has türküsü. Huzur dem alır suda dayanır küpeşteye. Demlik nefesin tutar gözleri buğu buğu. Gizemli hâl doldurur bardaktaki boşluğu. İnsicam şarkı olur şıngırdar kaşık bardak. Yudum yudum içilen ince zarif bir kuğu. Söz biter füsun başlar damakta iz bırakır. Gamzesi yakan çiçek bülbül olur da şakır. Dem alır zaman ve an şeker karışır çaya. Yâr acı çayı demler yadında tadı kalır. Gözdedir kâşanede yârin demlediği çay. Ayrı bir hazla doğar yârle beraberken ay. Ünsiyet kapısını aralayıp kapatır. Yârdeki bu hâlleri naz mahreçli füsun say. Eli değse demliğe haz deryasına döner. Olmadığı mekanda bir bir ışıklar söner. Çayın rengi çözülür ve suyun başı döner. Onu solur tüm mekan temennaya durur yer. Saray bahçelerinde salınırken hayali. Dönüp dönüp de bakar geçip giden ahali. Semaverle demliğe itibar ondan gelir. Güzeldir gönül çeler albenili her hâli. Adında destelenir güllerin en güzeli. Dudakları karanfil sanki ak zambak eli. Misal odur afete gönle düşen ateş kor. Nefesi bazen yakar bazense bahar yeli. Cümle güzelliğiyle sel olur gönle dolar. Gülüşü işler içe güller kıskanır solar. Renk olur suda adı açar güller misali. Buğusu gözlere nem su ağlar saçın yolar. Huzur çağlayanından iner tevazu ile. Semaver ketumlaşır ve demlik gelir dile. Sebil olur güzellik inzivadadır çile. Yâr küsüp gitti artık geri gelmez nafile… Ankara,30.08.2010 İ.K |
Çok güzel bir konuyu şiirinizde işlemişsizniz .
selametle...