UNUTMADIMRüzgarın sert estiğini Bulutun yağmur oldığıni Hayatın gurbet elde boş oldığıni unutmadım. Diyarbekir’e gitmeyeli yıllar olmiş Vefasız oldığımi sanmayın Ne Alişanı ne Xale Hüs’i Ne de Necdet abenın Kirvem Kahvesıni Ne akşamlari yağmurunda ıslandığımız cağdeleri Ne de sobe oynadığımız küçeleri unutmadım. Kana kana su içtiğimiz Aslanlı Çeşmesi’ni YILMAZ GÜNEY’in filmlerini seyrettığımız Dilan Sinemasıni Ara sıra yüzmeye gittiğımız Yıldız Havuzıni Top oynadığımız Koşuyolıni Atatürk Lisesi’nde okurken Ferit Fidancı Hocamızın nasihatlarıni Yaramazlık yaptığımızda Beden Hocamız Baki GÖK’ın meşhur tokatlarıni Hepsi gözümün ögünde Gönül köşkümdeki duvarlari süslüyor. Sanmayın ki unuttum o Bağlardaki Cımıkalilar mahlesiyle Bir tavuk için, bir civciv için kavgalarımızi Kulaksız Pito’yla az dalaşmadıh Hele Pito’nın kızdıği zamanlarda “Dur oğlım, bela mi arisan “ deyişini unutmadım. Okuldan çıkışta az karkuşi avlamadık Bir gün ofiste çift dudakli Kemalla elimızde çatallastik İkimizde kar kuşi avına çıkmişığ Karnımız öyle bir aç ki,anlatamam O zaman Kemo’ya ula imansız Kemo NANE HIŞK olaydi, Karnımızi doyuraydığ Ekmegın arasına da bi tene karkuşi koyaydığ Ne güzel olırdi,karnımızda doyardi demiştim Kemo da bahan; he abe az bekle hemen indireyım yere Kuş benden NANE HIŞK senden demişti Kemo kuşi vurmişti ama birının de camıni yere indirmişti Tam kaçacağtık poliste enzemıze silleyi geçirmişti Bi gün Saraykapi’daydıh bi gün Hançepekte Bi gün Gaziköşk’teydıh bi gün Seyrantepe’de Bi gün surların üstündeydıh bi gün dibınde Şimdi bahiyamda yaşlanmişıh Çoluk çocuğa karışmişıh Ne olurdi bızde çocuğ olsaydıh Çocuğ kalsaydıh Memleketımızden uzak düşmeseydıh Şimdi bahiyamda ne Alişan,Ne Xale Hüs var Ne de Kahveci Necdet abenın Kirvem Kahvesi Ne o kavga ettığımız Kulaksız Pito Ne de gökyüzünde uçan karkuşlari Ne yıldız Havuzi,ne de YILMAZ GÜNEY’in Filmleri Her şey, her yer öle degışmiş ki, anlatamam Heç biri yok,yok artık… Koşuyolıni bile değiştırmişler Kalmamiş eski güzellikler… Aslanli Çeşme bile yok ortada Hani olur ya bir gün ölırsem; Beni Alipınar Mezarlığında Kale Seyda’nın yanına gömsünler O türbenin yanındaki ağacın altında olsun mezarım Şikayet etmedim,istemem de Varsa bir itirazım o da Azrailin zamansız gelişine olsun Gurbet elde ölmek gider zoruma Ölsemde cenazem Diyarıma gitmiş olsun. Ben Diyarbekir’in,Diyarbekir de benim bağrımda olsun… Ben ne Diyarbekir’i ne de mazimi unutmadım. Dipnot: NANE HIŞK (Kuru Ekmek) ÇATALLASTİK (çocukların taş atarak kullandıkları bir çeşit ağaç ve lastikten yapılmış sapan) ŞEYHMUS DEMİR tarafımdan şiir olarak seslendirilmiştir. |
Adı duyulmamış, şanı duyulmamış binlerce çocuk daha zulasını patlatmadı,soldan sağa yazacak günlerimiz de gelmedi daha...İçimizdeki hınç büyüyor ve sokaklar,kentler, o güzelim bayırlar, dağlar ve Diyarbekir sokakları içimizde külhan geziyor... Gerisi ölüm duygusu, sağır sessizlik geçip gittik, geçip gittik...
Dedim ya sabahın bir sahibi var...Bu pito hala yaşıyormu Abi :)
Saygımla...